Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 294 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 10386 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ : MANAVGAT 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/06/2007NUMARASI : 2006/231-2007/238Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakanları adına kayıtlı dava konusu 443 parsel sayılı taşınmazda bulunan evin davalı tarafından haksız olarak kullanıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinde bulunmuşlardır.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, uyuşmazlığın sözlü kira sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddiyle karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR-Dava çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece davanın kiracılık ilişkisinin varlığından bahisle görev yönünden reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden çekişme konusu 443 parsel sayılı taşınmazın davacıların miras bırakanı adına kayıtlı olduğu ve davalının tasarrufunda bulunduğu anlaşılmaktadır.Davalı iddiaya karşı kiracılık savunmasında bulunmuştur.Dava açılmadan önce davacıların davalı aleyhine yapmış oldukları icra takibine karşı davalının kiracı olmadığına mütedair beyanda bulunduğu sabittir.Diğer taraftan,özel yasa hükümleri saklı kalmak koşuluyla, gerek taşınır gerekse taşınmaz mallara ilişkin kira sözleşmelerinin geçerli olması hiçbir biçim koşuluna bağlı değildir.Kira sözleşmeleri yazılı veya sözlü yapılabileceği gibi zımni (üstü kapalı) olarakta vucuda getirilebilir. Yeterki taraflar kira sözleşmesinin esaslı unsurlarında anlaşmış olsunlar.Nitekim bu kural l8.3.l942 tarih 37/6 sayılı inançları birleştirme kararında açıkça vurgulanmıştır. Ne varki kira ilişkisi bir hukuki fiil (vakıa) değil,bir hakkın doğumuna,değiştirilmesine veya ortadan kaldırılmasına neden olma niteliği itibariyle bir hukuki işlem (muamele)dir. Bu nedenle, dava değeri 40.-YTL yi aşan (23.6.1996 gün ve 4146 Sayılı Yasa uyarınca) sözleşmeler hakkında tanık dinlenilebilmesine olanak tanımayan HUMK.’nun 288.maddesi 21.7.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 Sayılı Yasanın 2/b maddesi ise değiştirilmiş ve tanıkla ispat yasağı 400.-YTL’nin üzerine yükseltilmiştir. Bu oran, 5219 ve 5236 Sayılı Yasalara göre yapılan katsayı artışı sonucu 2006 yılı itibari ile 430.-YTL, 2007 yılında 460.-YTL, 2008 yılında ise 490.-YTL olmuştur. Bu düzenlemeye göre, bu miktarın üzerindeki sözleşmeler hakkında tanık dinlenmesine olanak yoktur. Kira sözleşmesinin varlığı ancak, yazılı delille ispat edilebilir. Hemen belirtilmelidir ki, sözü edilen miktar, yıllık kira tutarına bakılarak belli edilir. Sözlü kira sözleşmesi kurulduğu yolundaki savunmanın, ilgilisine (davalıya yada davalılara) yemin teklif etme hakkı verebileceği; ayrıca HUMK.nun 292. ve 293.maddelerinde değinilen ayrıcalıklarında gözetilmesinin gerekeceği kuşkusuzdur. Somut olaya gelince, gerek davalının icra dosyasındaki beyanı ve gerekse yukarıda değinilen ilkeler gözetildiğinde davalının taşınmazda kiracı olarak kabulüne olanak yoktur.Hal böyle olunca, elatmanın önlenmesi davasının kabulüne ve belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davacıların temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428. maddesi gereğince HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.1.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.