Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2938 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1867 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: BÜYÜKÇEKMECE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 23/06/2009NUMARASI: 2007/943-2009/1329Taraflar arasındaki davadan dolayı Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 23.6.2009 gün ve 2007/943 esas 2009/1329 karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 26.4.2010 gün ve 943-1329 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekilince istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: Dava tapu iptal, kayıt terkini, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkin olup, yerel mahkemece davanın 5841 sayılı Yasa hükümleri nedeniyle hak düşürücü süreden reddine ilişkin olarak kurulan hükmün, Dairece 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Yasa hükümleri uyarınca hak düşürücü süreden dolayı reddinin doğru olduğu, ancak yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin tarafların haklılık durumuna göre hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle bozulduğu görülmektedir.Gerçekten de; işin esası bakımından davanın 5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde hak düşürücü süreden reddedilmiş olması doğrudur. Ancak anılan yasa Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş ve karar resmi gazetede yayımlanarak iptal hükmü yürürlüğe girmiştir.Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse ve ayrıca Anayasanın 153.maddesine göre iptal kararı geriye yürümez ise de 10.3.1969 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere iptalin kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemeyeceği ancak henüz devam eden uyuşmazlıkların iptal kapsamında bulunacağı açıktır. Öyleyse, davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin hükmün Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra doğruluğundan söz edilemez. Zira, kamu düzeninin söz konusu olduğu bütün haller istisnanın kapsamına girer.Hal böyle olunca; işin esasının 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre değerlendirilmesi, davanın kısmen veya tamamen kabulü halinde de, 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa hükümleri de gözetilerek taraf iddiaları doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılmak suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması bakımından karar bozulmalıdır.Davacı Hazinenin, karar düzeltme isteğinin H.U.M.K.'nun 440. maddesi hükmü uyarınca kabulü ile Dairenin 26.04.2010 tarih, 2010/3997 Esas, 2010/4859 karar sayılı kararının ortadan kaldırılmasına, mahkemenin 23.06.2009 tarih, 2007/943 Esas-2009/1329 karar sayılı kararının açıklanan gerekçelerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.2.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.