MAHKEMESİ : GEREDE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/09/2012NUMARASI : 2009/28-2012/387Taraflar arasında birleştirilerek görülen elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil, intifa hakkı tesisi ve tazminat davası sonunda, yerel mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davalı (birleştirilen davacı) vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil; birleştirilen dava ise intifa hakkı tesis edilmesi ya da muhtesat bedelinin tespiti ve tazmini isteklerine ilişkindir.Davacı, kayden maliki olduğu 514 parsel sayılı taşınmaza davalının muhtesatlar yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuş, birleştirilen davasında ise; 514 parsel sayılı taşınmazı yıllar önce kullanmaya başladığını, muhtesatların kendisi tarafından yapıldığını, Hazinenin de rızasının bulunduğunu ve ecrimisil ödediğini ileri sürerek bedeli karşılığı intifa hakkı tesis edilmesini ya da muhtesat bedelinin tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, kayda üstünlük tan??nmak suretiyle asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmaz kadastro harici hali arazi olarak devletin hüküm ve tasarrufu altında iken 7.12.2006 tarihinde ihdasen Hazine adına tescil edildiği, davacının başvurusu üzerine Hazine tarafından ihale ile davacıya satılarak 3.3.2008 tarihinde sicil kaydının oluştuğu anlaşılmaktadır.Ne varki; noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen belgelerden Gerede Asliye Hukuk Mahkemesinin 1954/505 Esas 1955/400 Karar sayılı 13.7.1955 tarihli kararı ile M..A.. tarafından Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği aleyhine açılan tescil istekli dava sonucu mahkemece davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir. Davalı ise, temyiz dilekçesinde çekişme konusu taşınmazın tescil ilamı kapsamında kaldığını ileri sürmektedir.Bu durumda; eldeki davada yıkım da istendiğine göre, taşınmazdaki yapıların nitelikleri itibariyle, yıkılmaları halinde ileride telafisi imkansız zarara yol açılabileceği kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, mahkemece yeniden keşif yapılarak yukarıda değinilen tescil ilamı ve krokisinin yerinde uygulanması, çekişmeli taşınmazın tescil krokisi kapsamında kalıp kalmadığının açıklığa kavuşturulması, davalı ile M..A.. arasında irsen bağlantınında araştırılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, değinilen yön üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, kabule görede ecrimisil isteğinin reddedilen miktarı üzerinden davalı lehine avukatlık ücretinin tayin ve takdir edilmemiş olmasıda isabetli değildir.Davalı (birleştirilen davada davacı) vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün belirtilen nedenlerden ötürü, (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.