Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2896 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 14298 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: YUNAK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/03/2011NUMARASI : 2009/325-2011/120Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakan babaları H.. A..Y..'ın .. Ada . parsel .. Ada .. parsel ve ..Ada . parsel numaralı taşınmazlarını 2004 ve 2006 yılında Yunak Noterliğinde yapılan ölünceye kadar bakma sözleşmesil uyarınca ikinci eşi olan davalıya muvazaalı olarak devir ve temlik ettiğini, murisin bakıma ihtiyacının bulunmadığını, gerçek amacının ilk eşten olmak çocuklarından mal kaçırmak olduğunu ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.Davalı, ididaların yersiz olduğunu bildirip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, miras bırakanın mirasçılardan mal kaçırma amacı ile değil, ölünceye kadar kendesine özel bakım ve ihtimam gösterilmesini sağlamak amacı ile temlikte bulunduğu, muvazaa iddialarının sübuta ermediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, tarafların miras bırakanı H.. A.Y..’ın maliki olduğu 2, 9 ve .. parsel sayılı taşınmazlarını Yunak 1. noterliğinde düzenlenen 21.03.2006 tarihli ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile davalı ikinci eşine temlik ettiği, davalının da kadastro tespiti sırasında sözleşmeyi ibraz ederek taşınmazların adına tescili sağladığı, davacıların temliki işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtıkları görülmüştür.Bilindiği üzere, ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir bağıttır. (B.K.m.5ll).Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlu suda bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer.(B.K.m.5l4).Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması,yada alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikinde muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, aslolan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır.(B.K.m.l8).Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun l.4.l974 gün ve l/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur. Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir. Somut olayda, miras bırakanın davalı ikinci eşi ile birlikte yaşadığı, sağlığında bakım görevinin yerine getirilmediğine dair bir iddiada bulunmadığı, ayrıca mahkemece tespit edilen temlik dışı 9 parça taşınmazda da payı bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir.Hal böyle olunca, mahkemece yukarıdaki ilkeler gözetilmek suretiyle hükme yeterli bir soruşturma yapılması, özellikle miras bırakanın taşınır, taşınmaz tüm mal varlığının belirlenmesi ve mal varlığı içerisinde çekişmeye konu taşınmazın konumunun ve değerinin saptanması, değerler arasında orantılama yapılması, böylece murisin mirasçıdan mal kaçırma amacının bulunup bulunmadığının tereddüde mahal bırakmayacak şekilde ortaya konulması ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, noksan inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildirDavacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.