MAHKEMESİ: TORTUM ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 11/10/2006NUMARASI: 2006/364-438Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakanın 22.02.1956 tarih,..nolu tapu kaydı ile maliki bulunduğu taşınmazı davalıların bina yapmak suretiyle işgal ettiklerini ileri sürüp, elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemişlerdir.Davalılar, dava konusu taşınmazı mirasçılar arasında taksim edildiği şekilde kullandıklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın taksim sözleşmesi doğrultusunda kullanıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.-KARAR-Dava, tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazda tarafların miras bırakanı T..T..'nun paydaş olduğu, murisin dava dışı mirasçılarının da bulunduğu, davacılar ve davalıların yerin kullanımı konusunda ihtilafa düştükleri anlaş??lmaktadır.Davacılar, dava konusu taşınmaza davalıların bina yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürüp, eldeki davayı açmışlardır. Ne varki, mahkemece yapılan araştırma ve uygulamanın hükme yeterli olduğunu söyelebilme olanağı yoktur.Bilindiği üzere; harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Medeni Kanunun 719, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20.maddesi uyarınca kapsam belirleneceği kuşkusuzdur.Ancak böyle bir harita ve kroki yoksa veya uygulanabilir nitelik taşımıyorsa öncelikle tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmesi,gitti kayıtlarının yüzölçümlerinde veya sınırlarında bir değişiklik varsa dayandığı belgelerin incelenip,doğru ve yasal bir nedenin bulunup bulunmadığının araştırılması,doğru esasa dayanmıyorsa,ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmesi,ayrıca uygulamada yararlanmak üzere varsa komşu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi,böylece yanların dayandığı,usulüne uygun olarak çıkarılmış tüm belgeler toplandıktan,dosya öteki yönlerden de keşfe hazır hale geldikten sonra yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile uygulama yapılması, kayıtlardaki her sınır yerel bilirkişi veya bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi;gerektiğinde sınırlar hakkında açıklayıcı doyurucu bilgiler alınması, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması,komşu taşınmaz kayıtlarının da aynı şekilde uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi gerekir.Öte yandan sınırlar değişebilir nitelikte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa, kayda değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle miktarına göre kapsam belirlenmesi, ayrıca tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınması zorunludur. Somut olayda; yukarıdaki ilke ve olguları kapsar şekilde bir araştırma yapılmadığı gibi, dosyaya ibraz edilen davalıların dayanağını teşkil eden 27.3.2006 tarihli senedin geçerli olup olmadığı, tüm mirasçıları bağlayıp bağlamayacağı konusunda yeterli bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir.Hal böyle olunca; yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde gerekli araştırmanın yapılması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilmek suretiyle yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.3.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.