MAHKEMESİ: VAN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 03/05/2011NUMARASI: 2010/185-2011/274Taraflar arasında görülen davada;Davacı, miras bırakanı babası M.. Ç..'dan intikal eden çekişme konusu .. ada .. parsel sayılı taşınmazdaki miras payının, kendisinden hile ile alınan vekaletname kullanılarak davalı E.. tarafından vekaleten diğer davalılara satış suretiyle temlik edildiğini, durumu, taşınmazın ,dava dışı inşaat şirketine satış yoluyla devredilmesi ve inşaata başlanması üzerine öğrendiğini ileri sürerek, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğinde bulunmuştur.Davalılar, davacının iradesi ve isteği doğrultusunda işlem yapıldığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, son malikin iyi niyetli olduğundan bahisle tapu iptali ve tescil talebinin reddine, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiası sabit olduğundan tazminat isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacı vekili, davalı B.. vekili ve diğer davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkin olup, mahkemece tapu iptal ve tescil talebinin reddine, tazminat isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu .. ada .. parsel sayılı taşınmazdaki davacı payının 31.05.2005 tarihinde davacıya vekaleten davalı E...tarafından vekalet görevi kötüye kullanılmak suretiyle temlik edildiği, taşınmazın, sonradan dava dışı inşaat şirketine aktarıldığı belirlenmek suretiyle tazminata hükmedilmiş olması kural olarak doğrudur. Kararı, davacı sadece tazminat hesaplamasında esas alınan tarih itibariyle; davalılar ise vekalet görevinin kötüye kullanılmadığı, bu nedenle tazminata hükmedilmemesi gerektiği yönünden temyiz etmiştir. Yukarıda değinildiği üzere, mahkemenin, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı yönündeki belirlemesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak, tazminatın hesaplanmasında, kural olarak taşınmazın veya payın dava tarihindeki değerinin esas alınması gerektiği düşünülürse de, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde açıkca çekişmeli taşınmazın dava dışı inşaat şirketine temlik edildiği tarihin esas alınmasını, bu tarih esas alınmak suretiyle tazminatın belirlenmesi isteğinde bulunduğu gözetildiğinde, davacının payının, ilk satış tarihi esas alınmak suretiyle belirlenen değeri esas alınarak karar verilmiş olması doğru değildir. Öte yandan, 31.05.2005 tarihli resmi akitte davacıya vekaleten davalı E.. tarafından, davacının payının, davalılardan yalnızca N.. devredildiği anlaşılmaktadır. O halde, tazminattan sedece davalı N..'in sorumlu tutulması gerektiği, diğer davalıların tazminattan sorumlu olmayacakları açıktır. Hal böyle olunca, çekişmeli ..ada .. parsel sayılı taşınmazdaki davacının payının vekaleten davalı N..'e temlik edildiği, taşınmazın tamamının dava tarihinden önce dava dışı inşaat şirketine devredildiği gözetilerek; davacının payının değerinin dava dışı inşaat şirketine devir tarihi esas alınmak suretiyle belirlenmesi, belirlenecek tazminattan taleple bağlı kalınarak sadece davalı N..'in sorumlu tutulması gerekirken, yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının ve davalı N.. dışındaki davalıların temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.