MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. (ŞİŞLİ 1 KAPANAN) ASLİYE HUKUK TARİHİ : 24/12/2010NUMARASI : 2007/334-2010/741Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, ortak miras bırakanlarının .. parsel sayılı taşınmazdaki payını torunu olan davalıya satış yoluyla temlik ettiğini, yapılan temliki işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptal ve tüm mirasçılar adına tescil isteğinde bulunmuşlardır. Davalı, satış bedelini ödediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; özetle "davacıların, miras bırakanlarının .. parsel sayılı taşınmazdaki payını muvazaalı ve terekeden mal kaçırma amacıyla torunu olan davalıya satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek, iptal ve tüm mirasçılar adına tescil isteği ile eldeki davayı açmış oldukları, dava dışı mirasçı M..'nın bulunduğu, istek tereke adına olduğuna göre, tereke Türk Medeni Kanununun 701 ve takip eden maddeleri hükmü gereğince el birliği mülkiyetine tabii bulunduğu, davada tüm mirasçıların yer almasının zorunlu olduğu, ne var ki, mahkemece, davanın bu görülebilirlik koşulu gerçekleştirilmeden, işin esası hakkında karar verildiği, bu durumda, miras şirketine Medeni Kanunun 640.maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece, bozmaya uyulmuş olmakla yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değerden reddedilip, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tüm mirasçılar (tereke) adına tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın temyizi üzerine Dairece; "...dava, terekeye döndürülmesi isteğine ilişkin olup, dava dışı mirasçı Mustafa'nın bulunduğu, istek tereke adına olduğuna göre, terekenin, Türk Medeni Kanununun 701. ve takip eden maddeleri hükmü gereğince el birliği mülkiyetine tabii olup, davada tüm mirasçıların yer almasının zorunlu olduğu, miras şirketine Medeni Kanunun 640.maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı" gerekçesiyle bozulduğu; mahkemece, bozmaya uyulmuş olmakla yapılan yargılamada, davacılara terekeye temsilci atanmasının sağlanması için önel verildiği, açılan terekeye temsilci atanmasına ilişkin davanın kabul edilerek Şişli 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 17.06.2010 günlü, 2009/503 esas, 2011/677 sayılı kararıyla miras bırakan Y.. O..'ün terekesine Avukat M.. E..'ın temsilci olarak atandığı, ne var ki, mahkemece, tereke temsilcinin davada yer alması için tebligat yapılmaksızın ve tereke temsilcisi davada yeralmaksızın davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir. Terekeye temsilci atanmış olmakla, artık davayı takip yetkisinin tereke temsilcisine geçtiği gözetilmeksizin, terekeye temsilci atanmakla davayı takip yetkisi sona eren mirasçılar huzuru ile yargılamaya devam edilerek işin esası hakkında karar verilmiş olması isabetsizdir. Hal böyle olunca, tereke temsilcinin davada yer almasının sağlanması, usulüne uygun olarak taraf teşkil edildikten sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.