Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2808 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 718 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : MENDERES ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/05/2008NUMARASI : 2005/1143-2008/481Taraflar arasında görülen davada;Davacı, paydaşı olduğu 2550 ve 422 parsel sayılı taşınmazlardaki bir kısım payları davalı T.ile yapılan sözleşme uyarınca parselasyon, planlama, aplikasyon işleri ve arsa haline dönüştürmeleri amacıyla tapuda bedelsiz olarak satış suretiyle devrettiğini, sözleşmeden kaynaklanan edimler yerine getirilmediği gibi taşınmazların hileli yollarla yolsuz biçimde devrinin sağlandığını ileri sürerek, tapu iptali, tescil veya tazminat isteğinde bulunmuştur. Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın tüketicinin korunması hakkındaki kanun kapsamında kaldığı, tüketici mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Karar, bir kısım davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . .. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, çekişmenin tüketici mahkemesince çözüme bağlanması gerektiği belirtilerek, mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, davacının maliki olduğu 2550 ve 18 parsel sayılı taşınmazlardaki bir kısım payını davalılardan T.A. ile yapmış olduğu protokol uyarınca parselizasyon, aplikasyon ve arsaya çevirme işlemleri için tapuda bedelsiz devrettiğini, sözleşmeden kaynaklanan edimler yerine getirilmediği gibi taşınmazların danışıklı olarak muvazaalı biçimde el değiştirdiğini ileri sürerek iptal tescil veya tazminat isteğiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, iddianın ileri sürülüş biçimi ve içeriğine göre, taraflar arasındaki çekişmenin mülkiyet uyuşmazlığından kaynaklandığı, çözümün Türk Medeni Kanununun mülkiyete ilişkin hükümlerinin uygulanması suretiyle olanaklı olduğu açıktır. Buna göre, olayda Tüketicinin Korunması Hakkındaki 4077 Sayılı Yasa hükümlerinin uygulama yeri bulunmadığı, başka bir anlatımla çekişmenin çözümünün aynı yasanın 23.maddesi hükmü gereğince tüketici mahkemesine ait olmayıp genel mahkemelerin görevinde bulunduğu kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Bir kısım davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.03.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.