MAHKEMESİ : GÖLCÜK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/11/2008NUMARASI : 2007/265-2008/477Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki bulunduğu 2373 parselde bulunan 2 nolu daireyi davalıdan aldığı 1500 YTL borç karşılığı davalıya tahsis ettiğini, borcu faizi ile iade etmeyi teklif ettiği halde davalının taşınmazdaki işgalini sürdürdüğünü ileri sürerek elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur.Davalı, dava konusu taşınmazı davalıdan haricen satın aldığını, davacının tapuyu vermediğini kendisini oyaladığını belirterek davanın reddindi savunmuştur.Mahkemece, davacının davalıya dava konusu bağımsız bölümü satarak zilyetliğini devrettiği, davalının fuzuli işgalci sayılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği -KARAR-Dava çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden toplanan delillerden dava konusu 2373 parsel sayılı taşınmazda davacının malik olduğu, davalının taşınmazda kayıtan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı ancak dava konusu meskenin davalının işgalinde bulunduğu anlaşılmaktadır.Davalı dava konusu taşınmazda bulanan 3. kattaki daireyi 1.500.YTL bedelle haricen davacıdan satın aldığına dair adi yazılı belge ibraz etmiş, davacının kendisini oyalayarak tapusunu devretmediğini belirtip davanın reddini savunmuştur.Harici satış belgesi tarafların kabulünde olup, mahkemece bu belgeye değer verilmek suretiyle neticeye gidilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, tapulu taşınmazların mülkiyetinin naklinin Türk Medeni Kanununun 706,Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddeleri hükümleri gereği resmi şekle bağlı olduğu tartışmasızdır.Anılan hükümler karşısında harici satışa değer verme olanağı yoktur.Ancak,böyle bir satışın taşınmazın tasarrufuna icazet (muvafakat) sebebi sayılabileceği kuşkusuzdur.Ne var ki, açılan dava ile birlikte bu muvafakatın geri alındığı kabul edilmelidir.Öyle ise taşınmazı haklı ve geçerli bir nedeni bulunmaksızın tasarruf eden zilyedin arsa malikine taşınmazı kullanmasından ötürü ödeyeceği haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisilden davalının sorumlu tutulmaması ve bu nedenle ecrimisil isteğinin reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Hemen belirtilmelidir ki, bu durumda, harici satış sözleşmesinin lehtarına hapis hakkı sağlayacağı düşünülmek ve Türk Medeni Kanununun 994. maddesi hükmü de gözetilerek, 10.7.1940 tarih 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da gözardı edilmemek suretiyle hapis hakkı tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 5.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.