Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2778 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 683 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİLTaraflar arasında görülen tapu iptali tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde ve duruşma istemli olarak temyiz edilmiş olmakla duruşma istemi değerden reddedilip, dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, ketm-i verese hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir.Mahkemece, hakdüşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Davacı, çekişme konusu 789 ve 828 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sonrasında açılan tespite itiraz davaları sonunda ... mirasçıları adına tescil edildiğini, mirasbırakanın 3.eşi olan annesi ...’ten dolayı ...’ın mirasçısı olduğu halde, kadastro mahkemesindeki yargılamada davalıların kötüniyetli olarak mirasçılık hakkını gizlediklerini ileri sürerek tapu iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.Çekişme konusu 789 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına hükmen 01/01/1996, 828 parsel sayılı taşınmazın ise hükmen 01/01/2002 tarihinde tescil edildiği kayden sabittir.Bilindiği üzere, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun “kadastro tutanaklarının kesinleşmesi ve hak düşürücü süre” başlıklı 12. maddesi “30 günlük ilan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir. Kadastro müdürü tarafından onaylanarak kesinleşen tutanaklar ile kadastro mahkemesinin kesinleşmiş kararları; kesinleşme tarihleri tescil tarihi olarak gösterilmek suretiyle en geç 3 ay içinde tapu kütüklerine kaydedilir. Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz” düzenlemesini içermektedir. Somut olaya gelince, 789 parsel sayılı taşınmazla ilgili 28/11/1975 tarihinde kadastro tespit tutanağı düzenlenmiş, hükmen 01/01/1996 tarihinde tescil edilmiş, eldeki dava 13/09/2010 tarihinde açılmıştır. Anılan parsel bakımından 3402 sayılı yasanın 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hakdüşürücü sürenin geçtiği açıktır. Bu parsel bakımından davanın reddedilmesi açıklanan gerekçe ile ve sonucu itibariyle doğrudur. Davacının bu parsel yönünden temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine. Davacının 828 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince; bu parselin kadastro tespiti 03/12/1975 yılında yapılmış, tesbite itiraz davası 2001 yılında kesinleşmiştir. Eldeki davanın açılış tarihi gözetildiğinde anılan parsel yönünden davanın süresinde açıldığı açıktır. Hâl böyle olunca, 828 parsel sayılı taşınmaz yönünden işin esasının incelenmesi, davacıdan diğer mirasçıları hasım göstererek mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi alması yönünde dava açması için süre verilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.