MAHKEMESİ : ERBAA SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/10/2012NUMARASI : 2010/683-2012/683Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin olup, Mahkemece, davanın reddine kararı verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişmeli 102 ada 61 parsel sayılı taşınmazın tamamının, tarla ve ahşah ev vasfıyla kadastro tespitine dayalı olarak 15.3.1996 tarihinde davacı adına tescil edildiği, yapılan keşif ve dinlenen yerel bilirkişilerin anlatımlarından, taşınmazın bir bölümünü davacının kardeşleri olan davalıların ekip biçmek suretiyle kullandıkları, bu hususun Mahkemenin de kabulünde olduğu anlaşılmaktadır.Davacının, kayden maliki olduğu 102 ada 61 parsel sayılı taşınmaza, davalıların haksız olarak kullanmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek eldeki davayı açtığı, davalıların ise, çekişmeli taşınmazı, kadastro öncesinde davacı ile birlikte satın aldıklarını, ancak, kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın tamamının davacı adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazda kendilerininde haklarını bulunduğunu savundukları, keşifte davacının da bu savunmayı doğrular biçimde açıklamalar yaptığı, Mahkemece, davalıların savunmasına değer verilerek davanın reddine karar verildiği görülmektedir.Bilindiği ve Türk Medeni Kanunun 683.maddesinde düzenlendiği üzere, bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebilir.Somut olayda, çekişmeli taşınmazın tapuda davacı adına kayıtlı olduğu ve taşınmazın davacı ile davalılar tarafından kullanıldığı tartışmasızdır.Bu durumda, davacının davada mülkiyet hakkına dayandığı, çap kaydının iptale kadar geçerli olduğu gözetilerek, uyuşmazlığın Türk Medeni Kanunu'nun 683 ve devamı maddeleri uyarınca çözüme kavuşturulması gerektiği, davalının da kişisel bir hakkı var ise ayrı bir dava yolu ile isteyebileceği kuşkusuzdur.O halde, yukarıda değinildiği üzere çekişmeli taşınmazın bir bölümünü, davacının kardeşleri olan davalıların haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın ekip biçmek suretiyle kullandıkları saptandığına göre, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerledirmeyle yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.