MAHKEMESİ: NİĞDE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 23/06/2011NUMARASI: 2011/142-2011/534Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili ve fer'i müdahil belediye vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, yolsuz tecsil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli 102 ada 2 parsel sayılı taşınmazın Fertek Belediyesi adına tapuda kayıtlı iken, Fertek Belediyesi tarafından, 18.11.1994 tarih, 45 sayılı Belediye Encümen Kararına istinaden 2.1.1995 tarihli resmi satış akti düzenlenerek davacıya satıldığı ancak, bu akte dayalı olarak tapuda devir işlemi yapılmadığı öte yandan, Fertek Belediyesi tarafından 29.8.2000 tarih, 63 sayılı Belediye Encümen Kararına istinaden 31.8.2000 tarihli resmi işlemle davalıya satışının yapıldığı, bu akte dayalı olarak tapuda devir işlemi yapıldığı ve davalı adına sicil kaydının oluştuğu anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; "Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescille olur" (Türk Medeni Kanunu m. 705) Tescilden önce mülkiyetin hangi hallerde kazanılacağı ise sözü edilen maddenin ikinci fıkrasında gösterilmiştir.Öte yandan, "ayni haklar, kütüğe tescil ile doğar, sınırlarını ve tarihlerini tescile göre alır." (T.M.K. m. 1022/1) "kurulması kanunen tescile tabi ayni haklar, tescil edilmekdikçe varlık kazanamaz". (T.M.K. m. 1021/1) Değinilen yasa hükümlerinde öngörüldüğü üzere hukukumuzda ayni hakkın doğumu ve kaldırılması tescil işleminin yapılmış olmasına bağlıdır. Başka bir deyişle, hak tescil edilmedikçe ayni hak niteliğini kazanamaz. Mülkiyetin nakledildiğinden söz edilemez. Belirtilen yasal düzenlemelere göre, davaya konu olayda mülkiyetin nakline ilişkin işlemin "tasarruf" aşamasında kaldığı, intikali sağlayan tescilin yapılmadığı gözetildiğinde, çekişmeli taşınmazın mülkiyetinin davacıya geçtiğini söyleyebilme olanağı yoktur.Diğer taraftan, "tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan kişinin bu kazanımı korunur" (T.M.K. m. 1023 ) Yasada öngörülen ve dayanağını Türk Medeni Kanununun 3. maddesinden alan iyiniyetinin aynı zamanda bu iddiada bulunana bir özen ve itina borcu yüklediği de kuşkusuzdur. Ancak, bu özenin ve dikkatin sicile yönelik olması gerektiği tartışmasızdır. Sicile güvenin kişinin sicilin dayanağını oluşturan kayıt ve belgeleri inceleme yükümlülüğü yoktur. Bu sebeple, davalıya çekişmeli taşınmazın davacıya satışına ilişkin resmi akit tablosunu inceleme mükellefiyeti yüklenemez.O halde, resmi satış aktinin düzenlenmesi tapuda devir yapılmadığı sürece mülkiyet hakkını doğurmayacaktır. Bu nedenle, mahkemenin mülkiyet hakkının davacıya geçtiği yolundaki kabulü doğru değildir.Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değenlendirmeyle yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.Davalı vekilinin ve fer'i müdahil vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.2.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.