Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2774 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 1265 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ : VAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/10/2006NUMARASI : 2005/429-847Taraflar arasında görülen davada;Davacılar,miras bırakanları M...P.in mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla .. sayılı parseldeki ..payını üzerinde bırakıp ..payını oğlu olan davalıların murisi Ş... satış yoluyla temlik ettiğini,temlikin muvazaalı olduğunu ileri sürüp,tapu iptal ve miras payları oranında tescil isteğinde bulunmuşlardır.Davalılar,satışın gerçek olduğunu bildirip,davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, murisin mal kaçırma kastı olmadığı, miras payını bağışladığı,diğer mirasçılarına da miras hisselerinin karşılığı olarak taşınmazlar verdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.Mahkemece,davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakanın adına kayıtlı .parsel sayılı taşınmazın ..payını oğlu olan davalıların murisi Ş...'e satış yoluyla temlik ettiği anlaşılmaktadır.Davacılar,miras bırakanlarının yapmış olduğu pay temlikinin terekeden mal kaçırmak amacıyla gerçekleştirildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçek-ten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir.Ancak mirascısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. . Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirascılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Hemen belirtmek gerekirki bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşınmaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı,miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı,davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. Somut olaya gelince; mahkemece getirtilen kayıt örneklerinden miras bırakan tarafından iddia edildiği gibi mirasçılar arasında hak dengesi gözetilmek suretiyle bir denkleştirme yapıldığı saptanamamıştır.Ayrıca,dosyaya yansıyan tüm delillerin değerlendirilmesinde çekişmeli taşınmazın davalılara intikalinin mirastan mal kaçırma amaçlı,bedelsiz ve muvazaalı olduğu görülmektedir.Esasen bu olgu mahkemenin de kabulündedir.Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacıların temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,19.3.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.