Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2773 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 12908 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 01/11/2007NUMARASI : 2007/85-2007/429Taraflar arasında görülen davada; Davacı, ortak miras bırakanları A....K..’ın mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla davalıya 1304 Parsel sayılı taşınmazı satış suretiyle temlik ettiğini,işlemin muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapunun iptali ile miras bırakanları adına tescili isteğinde bulunmuştur. Davalı,murisin taşınmazlarını ölmeden önce çocukları arasında taksim ettiğini ,muvazaanın söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, temliki işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kanıtlanamadığı,murisin hayatta iken taşınmazlarını çocukları arasında taksim ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değer yönünden reddedilip, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkindir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden çekişme konusu 1304 parsel sayılı taşınmazın miras bırakan A...K...tarafından 03.09.2004 tarihli akitle satış suretiyle davalı oğlu A..’ye temlik edildiği, davacı tarafından işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürülerek eldeki davanın açıldığı, mahkemece de mirasçılar arasında murisin denkleştirici tasarruflarda bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Bilindiği üzere, denkleştirmeden bahsedebilmek için tüm mirasçılara bir devrin yapılması gerekmektedir. Oysa mirasçılardan dava dışı H...’e denkleştirme amacıyla yapılan bir temlik bulunmamaktadır. Bu nedenle bir denkleştirmeden söz etmek mümkün değildir. Bunun yanında, denkleştirme savunmasının içerisinde bir yerin bedelsiz olarak devredildiği yolundaki irade de göz önüne alındığında, davalıya yapılan temlikin terekeden mal kaçırma amacıyla yapıldığı sonucuna varılmaktadır.O halde, gerek bu durumda gerekse tüm dosya kapsamı ve tanık beyanları göz önüne alındığında işlemin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Diğer taraftan kabule göre de istek, nizalı taşınmazın terekeye döndürülmesi biçiminde olup T.M.K.640 maddesi gereğince iştirak sağlanmadan davanın görülmesi de doğru değildir. Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 5.3.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.