Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2772 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16710 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/05/2013NUMARASI : 2012/123-2013/266Taraflar arasında görülen tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ve karşı temyiz eden davalı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 24.02.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ............ .......... ......... ile yine temyiz eden davalı vekili Avukat .......... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ............ tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR- Dava, hile ve sahtecilik hukuksal nedenlerine dayalı bedel isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Davacı, kayden maliki olduğu 12268, 12270, 12271, 12272 ve 12274 parsel sayılı taşınmazlardaki 8/12’şer paylarını davalıya hibe etmek isterken hile ve sahtecilik suretiyle temlikin satış şeklinde yapıldığını, davalının bağıştan rücu imkanını ortadan kaldırmak ve ileride diğer mirasçıların iptal ve tescil davası açmasını engellemek için kötü niyetle hareket ettiğini, sahte kira akitleri ile kendisine ait taşınmazları davalının kiraya vermesi üzerine bağıştan rücu hakkını kullandığını ihtar ile davalıya bildirdiğini, davalının cevabi ihtarında davalının işlemin satış olduğunu açıklaması üzerine satış ile devrin yapıldığını öğrendiğini, tapu iptali ve tescil için açtığı davanın derdest olduğunu, kendisine satış bedeli ödenmediğini ileri sürerek 100.000,00 TL bedelin faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında 04.09.2012 tarihinde, 12270 ve 12272 parsel sayılı taşınmazlar bakımından talebini atiye bıraktığını bildirmiştir.Davalı, dava konusu taşınmazları resmi şekle uygun olarak yapılan satış suretiyle bedelini ödeyerek satın aldığını, iddiaların doğru olmayıp yazılı belge ile ispatı gerektiğini, dava zaman aşımının dolduğunu, kötü niyetle açılan davanın reddi gerektiğini belirterek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 329. maddesi gereğince davacının vekillik ücreti olan 20.000,00 TL ile idari para cezasına mahkum edilmesini savunmuştur.Mahkemece, çekişme konusu taşınmazların tapu iptali ve tescil isteğiyle davacının açtığı dava reddedilip, derecattan geçmek suretiyle kesinleştiği, hata, hile, gabin ve sahtecilik olgularının kanıtlanamadığı o davanın eldeki dava için de kesin kanıt niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacının çekişme konusu 12268, 12270, 12271, 12272 ve 12274 parsel sayılı taşınmazlardaki 8/12’şer paylarının intifa hakkını üzerinde bırakıp çıplak mülkiyetini 02.08.2004 tarihli akitle satış suretiyle oğlu davalıya temlik ettiği, aynı tarihte ve devam eden 09.09.2004 ve 13.09.2004 tarihlerinde davalının davacının Garanti Bankası Unkapanı şubesine toplam 240.000,00 TL bedeli havale ettiği anlaşılmaktadır.Öte yandan; davacının satışa konu akitteki ve banka dekontlarındaki imzaların sahteliği iddiasıyla Cumhuriyet Savcılığına yaptığı suç duyuruları üzerine İstanbul C.Başsavcılığının 28.01.2008 tarih, 2007/13648 soruşturma ve Şişli C.Başsavcılığının 08.03.2011 tarih, 2008/26507 soruşturma nolu kararları ile, akitteki imzanın davacıya ait olduğunun adli tıp raporu ile belirlenmesi, ayrıca, davacı zararına banka işlemi yapılmamış bulunması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlar verildiği görülmektedir.Diğer taraftan, eldeki davaya konu taşınmazlar hakkında tapu iptali ve tescil isteğiyle davacının 04.06.2007 tarihinde açtığı dava sonucunda İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.12.2011 tarihli, 2007/277 Esas, 2011/737 Karar sayılı kararı ile, Adli Tıp Kurumu raporu ile çekişme konusu taşınmazların devrine konu akitteki imzanın davacının eli ürünü olduğunun belirlendiği, ceza soruşturmasının da kovuşturmaya yer olmadığı kararı ile sonuçlandığı, başka bir taşınmazla ilgili düzenlenen sahte kira sözleşmesi nedeniyle davalı hakkında açılan kamu davasının beklenmesine gerek olmadığı, davacı iddialarının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararın derecattan geçmek suretiyle 19.11.2012 tarihinde kesinleştiği açıktır. Yukarıda belirtildiği üzere, davacının dava konusu taşınmazların aynına ilişkin tapu iptali ve tescil isteğiyle açtığı davanın reddedilmiş olduğu, her iki davada davalının satış bedelini ödediğini savunduğu, davacının ise, bu savunmaya karşı adına açılan banka hesabından haberi olmadığını, kendisine satış bedeli ödenmediğini iddia ettiği dosya kapsamı ile sabittir.Ne var ki, mahkemece ödemeye dair banka kayıtları üzerinde gerekli inceleme ve araştırma yapılmadan sonuca gidildiği görülmektedir. Noksan soruşturma ile karar verilmesinin doğru olduğu söylenemez. Hâl böyle olunca; mahkemece, işin esasına girilip tarafların iddia ve savunmaları üzerinde durularak delillerin eksiksiz toplanması, dava konusu taşınmazların satış bedeli olarak Garanti Bankası Unkapanı şubesine davalının yatırdığını bildirdiği paralara ilişkin olarak hesabın açılması, para ödeme ve bankadan paranın çekilmesine dair belgelerin asıllarının temin edilerek imzaların sahteliği iddiası yönünden gerekli araştırmanın yapılması ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 24.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.