Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2751 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 247 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: MANİSA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 27/06/2007NUMARASI: 2005/161-2007/224Taraflar arasında görülen davada;Davacı vasisi, 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan B blok ..nolu bağımsız bölümün davacı tarafından davalıya satış suretiyle devredildiğini, temlik tarihinde davacının fiil ehliyetinin bulunmadığını ileri sürerek davalı adına olan kaydın iptaline karar verilmesini istemiştir.Davalı, temlik tarihinde davacının ehliyetsiz olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, temlik tarihinde davacının tasarruf ehliyetinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi ... ..’nın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali isteğine ilişkindir.Davacının temlik tarihinde fiil ehliyetine sahip olmadığı ileri sürülerek çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptaline karar verilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulü ile tapu kaydının iptali ve davacı adına tesciline karar verilmiştir.Hemen belirtmek gerekir ki; tapu kaydına (zilyetliğe) dayanılarak açılan bir iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış olması iptal davasının reddi için başlı başına bir sebep teşkil etmez. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, iptal isteminin tescili kapsamadığı gözetilerek davacıya, ayrıca tescil davası açması için imkan tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlanmaktan ibarettir. Değişik anlatımla sadece iptal davasının kabulüne ve tapunun iptaline karar verilmesi, tapulu bir taşınmazın sicil dışı (kayıtsız) kalması sonucunu doğurur ki, böyle bir uygulama, devletin bütün taşınmazların hukuki ve geometrik durumlarını belirleyerek sicile bağlama yolunda benimsediği-dolu pafta sistemi-genel ilke ile bağdaşmaz. Ne varki, davacı iptal değil, sadece tescil isteğinde bulunmuş ise Yargıtayın yerleşmiş ve kurallaşmış uygulamalarına göre, tescil isteği tapu sicilinde mevcut eski kaydın iptali isteğini de kapsadığı gözetilerek davacının ayrıca tapu kaydının iptalini de dava etmesine gerek yoktur. (YHGK 11.11.1983 Tarih, 981/8-80 Esas, 983/1162 Sayılı Kararı.)Somut olaya gelince, mahkemece istek dışına çıkılarak çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş olması doğru değildir.Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda davacıya ayrıca tescil davası açması için imkan tanınması, açıldığı takdirde eldeki dava ile her iki davanın birleştirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle, H.U.M.K.’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 5.3.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.