Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2748 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 1369 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: DİNAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 30/11/2006NUMARASI: 2005/238-524Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu .. ve .... parsel sayılı taşınmazların yakınında bulunan taş ocağının davalılar tarafından işletildiğini, taş ocağından çıkan birikmiş tozların taşınmazlarına bırakılmak suretiyle müdahale edildiği gibi, oluşan tozlar nedeniyle yeterli ürün alamadığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi, hesaplanacak ecrimisil ile değer kaybı nedeniyle uğranılan 20.000,00 YTL tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalılar, davacıya ait taşınmazlara tecavüz olmadığını, taş ocağında filtre kullandıklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davalıların davacıya ait taşınmazlara bir müdahalelerinin olmadığı ancak toz nedeniyle ürünlerde verim düşüklüğü bulunduğu gerekçeleri ile; elatmanın önlenmesi isteminin reddine, 192,54 YTL tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi ’nın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan zararın giderilmesi ve tazminat isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, .. ve .. parsel sayılı taşınmazların kayden davacıya ait olduğu, davalıların civar taşınmazlarda taş ocağı çalıştırdığı, ancak davacının taşınmazlarına doğrudan elatmanın bulunmadığı anlaşılmaktadır.Davacı iddiasında, davalının faaliyeti neticesinde çıkan tozların kendi taşınmazındaki bitkilerine zarar verdiğini, anılan zararın giderilmesi ile bundan kaynaklanan zararın tazminini talep ve dava etmiştir.Gerçekten de, mahkemece yapılan araştırma ve inceleme sonunda davacının zararına sebebiyet verildiği belirlenmek suretiyle bilirkişi raporunda gösterilen tazminatın karar altına alınmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, mahkemece tazminat hüküm altına alınmakla beraber davacının zararının giderim tarzı yönünden ne gibi önlem veya önlemlerin alınması gerektiği bilirkişi raporları ile açıkça belirlenmemiştir. Kaldıki hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporu ile maden bilirkişi raporları arasında da çelişki bulunduğu açıktır.O halde, eksik inceleme ile yetinilerek bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden ayrıca çekişmenin nihai çözümünü gerektirecek nitelikte bilirkişiden önlemleri gösterir şekilde rapor alınmadan yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.3.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.