MAHKEMESİ : KUŞADASI 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/05/2008NUMARASI : 2004/108-2008/144 Taraflar arasında görülen davada;Davacı, ıslah ettiği dava dilekçesinde kayden maliki bulunduğu 2661 parsel sayılı taşınmazını komşu parsel maliki davalının taşkın bina yapmak suretiyle işgal ettiğini ileri sürüp elatmanın önlenmesi,yıkım, olmazsa 19.682 YTL.değer kaybının tahsilini istemiştir.Davalı, tecavüzlü durumun ifraz sırasında yapılan tersimat hatasından kaynaklandığını, binanın değerinin arsa değerinden çok daha fazla olduğunu, yıkımı halinde fahiş zarar doğacağını bildirip davanın reddini savunmuş, olmazsa karşı davasında muhik tazminat karşılığında arsa mülkiyetinin ya da intifa hakkının adına tescilini istemiştir.Mahkemece, davalıya ait yapının davacı taşınmazına taşkın olduğu, bu nedenle davacıya ait taşınmazın değer kaybına uğradığını, yıkımın fahiş zarar doğuracağı gerekçeleri ile elatmanın önlenmesi davasının reddine, bedel karşılığında davalının tescil talebinin kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacı ve davalı vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ....raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım, karşı dava temliken tescil isteğine ilişkin olup mahkemece asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya kapsamına, toplanan delillere, ve mahkemece yapılan incelemeye göre; taraflara ait kayıtların öncesini teşkil eden 631 ve 632 nolu parsellerin tarafların bayilerine ait olup o tarihte de taşkınlığın bulunduğu, taşkınlığın giderilmesi için önceki maliklerin anlaştıkları, her iki taşınmazın tevhid edildikten sonra ifrazı ile 2660 ve 2661 sayılı müfrez parsellerin oluştuğu, 2661 parseli davacının 2660 parseli de davalının satın almak suretiyle malik oldukları anlaşılmaktadır.Taşınmazların tevhid ve ifrazı yapılırken,davalıya ait yapının bir kısmı yine davacıya ait 2661 parsel içerisinde bırakılmış, bu nedenle davacı tarafından davalı aleyhine elatmanın önlenmesi ve yıkım, karşı dava olarak da temliken tescil davası açıldığı görülmektedir.Mahkemece yapılan inceleme sonucu taşkın yapının 2661 sayılı parselde bulunduğu kısmın tapusunun iptali ile davalı-karşı davacı adına tesciline ve bedelinin de davacıya ödenmesine, bu nedenle elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının reddine, yargılama giderlerinin de her iki davada davacı-karşı davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.Taşınmazın mahkemece belirlenen bedeli karşılığı taşkın yapının bulunduğu kısmın tapusunun iptali ile davalı adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından,davalı-karşı davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.Davacı-karşı davalının temyiz itirazlarına gelince; elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının açıldığı tarih itibariyle davacı dava açmakta haklıdır.Temliken tescil niteliğinde verilen karar inşai nitelikte olup davacıyı elatmanın önlenmesi davası açmakta haksız duruma düşürmeyeceğinden, bu davada konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin dava açılmasına neden olan davalı-karşı davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken,davacı-karşı davalı üzerinde bırakılması doğru değildir.Diğer taraftan, davacı-karşı davalı temliken tescil davası açılmasına neden olmadığı gibi böyle bir istek, dava açılmadan savunma olarak da ileri sürülebileceğinden ,temliken tescil isteğinin kabulü halinde de davacı-karşı davalının yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması yerinde değildir.Hal böyle olunca, dava ve karşı dava ile ilgili yargılama giderleri bakımından yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek karar verilmesi gerekirken ,her iki davada da masrafların davacı üzerinde bırakılması ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması isabetsizdir.Davacı-karşı davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün HUMK.’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin hacrın temyiz edene geri verilmesine, 4.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.