Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2666 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 558 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/05/2013NUMARASI : 2011/679-2013/263 Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ............... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava; ecrimisil isteğine ilişkindir.Davacı Site Yönetimi; 22/05/2010 tarihli, kat malikleri genel kurul toplantısında sitenin ortak alanlarının ihtarlara rağmen kullanılmaya devam edildiği, dükkânların öncephelerindeki kaldırımlar haricinde ortak alanlara malzeme konulamayacağı, aksi halde ortak alanın işgali olarak değerlendirileceği, Site Yönetim Planının 6/ k ve 17/h maddeleri uyarınca işgal edilen alanın m²'sinin günlük 20,00 TL üzerinden işgaliye bedeli alınacağı aksi halde yasal yollara başvurulacağı yolunda karar alındığını, site yönetimine kararın uygulanması konusunda yetki verildiğini, davalının 27/11/2010-29/11/2011 tarihleri arasında 31 m²'lik alanı işgal ettiğinin tutanakla tespit edildiğini ancak işgal edilen alanın daha da artırıldığını, ............. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/398 Değişik İş dosyası ile yaptırılan tespit sonucu davalının 25 m² ve 6 m² civarında yolun iki tarafına malzeme yığdığının bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, ............. 3. Noterliğinin 21/01/2011 tarih, 1900 yevmiye ile keşide edilen ihtarname ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 27/11/2010- 19/01/2011 tarihine kadar 31 m² işgal sebebiyle 32.240,00 TL. işgaliye bedelinin istendiğini ileri sürüp, 32.240 liranın ihtarname tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi isteği ile eldeki davayı açmıştır.Davalı; usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya yanıt verilmediği ve duruşmaya katılmadığından yargılama yokluğunda yürütülmüştür.Mahkemece; dava konusu sitenin birden fazla parsel üzerinde kurulduğu, uyuşmazlığın Medeni Kanunu'nun paylı mülkiyet hükümleri ve yönetim planına göre çözümlenmesi gerektiği, davalının mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, yönetim planının kat malikleri ile yönetim arasında akdedilen bir sözleşme niteliğinde olduğu, davalı kiracının yönetim planının tarafı olmadığı, yönetim planı hükümleri ile bağlı olmadığı bu nedenle işgaliye bedelinden sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davanın site yönetimi tarafından Kat Malikleri yönetim Kurulu tarafından verilen yetkiye dayalı olarak açıldığı, davalının üçüncü kişi konumunda olup çekişmeli taşınmazda mülkiyetten ve kayıttan kaynaklı bir hakkı olmayıp kiracı konumunda bulunduğu, gerek 27/11/2010 tarihli tutanakta gerekse Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/398 Değişik İş dosyası kapsamında yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu ile "..davalının İki Telli Organize Sanayi Bölgesi içindeki Keresteciler Sanayii Sitesinde bulunan 26. Bolk, 39/41 nolu bölümde kiracı sıfatı ile bulunduğu ve dükkân vasfında bağımsız bölümün öncephesinde kaldırımı aşacak şekilde 31 m²'lik alanı malzeme yığmak suretiyle işgal ettiğinin " keşfen sabit olduğu, eksiğin tamamlatılması yoluyla getirtilen kayıtlardan çekişmeli taşınmazın üzerinde bulunduğu 685 ada, 1 parsel, 686 ada, 1 parsel, 687 ada, 1 parsel, 690 ada, 1 parsel, 691 ada, 1 parsel sayılı taşınmazlarda kat mülkiyetine 20/06/2007 tarihinde geçildiği ve 5711 sayılı Yasa ile değişik Kat Mülkiyeti Yasasının 66 ve 67. maddeleri gereğince toplu yapı şerhinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.Bu durumda; site yönetiminin tüzelkişiliği yok ise de 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının 30 ve 35. maddesindeki düzenlemeler karşısında Kat malikleri Genel Kurulunca verilen yetkiye dayalı olarak eldeki dava açıldığına göre davacı site yönetiminin dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklı, korunmaya değer bir hakkı olmaksızın, kat mülkiyeti kurulu taşınmazın ortak alanına malzeme yığmak suretiyle elattığı dosya kapsamı ile sabit olduğuna göre işin esası bakımından inceleme yapılarak sonuca varılması gerektiğinde kuşku yoktur.Hâl böyle olunca; mahkemece ecrimisil isteği bakımından işin esası bakımından taraf delillerinin toplanması, hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacı tarafın temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.