Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2665 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18887 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ÇARŞAMBA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/01/2014NUMARASI : 2010/32-2014/47Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ve davalılardan .......... ve .........vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ........ raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava; ecrimisil isteğine ilişkindir.Davacı; paydaşı olduğu 8 parça taşınmazın mirasbırakanları ............. miras yolu ile intikal ettiğini, kapama fındık bahçesi niteliğindeki taşınmazların murisin ölümünden itibaren davalılar tarafından kullanıldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL ecrimisilin tahakkuk tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar; paylı mülkiyete tâbi çekişmeli taşınmazlarda her bir davalının kullandığı bölümün belirli olduğunu, davacıya da payını vermeye hazır olduklarını, murisin ölümünden sonra davacının payı karşılık değeri vermek istediklerini ancak anlaşamadıklarını, dava dışı Nuran’ın payına isabet eden miktarı ödediklerini, intifadan men koşulunun gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece; ortak murisin 2009 yılında öldüğü, tarafların 2009 yılı Mayıs ayında miras yoluyla intikal eden taşınmazların paylaşımı konusunda bir araya geldikleri ancak anlaşma sağlayamadıkları, taşınmazların bir kısmının fındık bahçesi bir kısmının ise tarla vasfında olduğu, tarla vasfındaki taşınmazlarda mısır ve ara ürün olarak fasulye bitkisi ekimi yapıldığı, ecrimisil hesabında murisin ölüm tarihi olan 2009 yılı, Mayıs ayının dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle bilirkişi ek raporunda belirlenen değer üzerinden davacının 1/5 miras payı oranında davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; tarafların mirasbırakanı ............ 03/04/2008 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak çocukları olan davacı ve davalılar Celal, Zeki ve kendisinden önce ölen Hamdi’nin mirasçıları ile dava dışı Nuran’ı bıraktığı, çekişmeye konu 15, 19, 20, 71, 74, 863, 864 ve 910 parsel sayılı taşınmazlarda tarafların elbirliği halinde malik oldukları, 19 ve 71 parsel sayılı taşınmazların ev ve müştemilatı, 863, 864, 74, 15 ve 20 parsel sayılı taşınmazlar ile 910 parsel sayılı taşınmazın 6500 m²’lik kısmının kapama fındık bahçesi, 910 parselin 18.485 m²’sinin ise tarla vasfında olduğu, davalıların haklı ve geçerli bir neden olmaksızın mirasbırakanın bağımsız malik ya da paydaşı olduğu taşınmazları tarım yapmak suretiyle tasarruf ettikleri, davacının taşınmazlarda miras payına karşılık kullandığı bir yer olmadığı gibi miras payı karşılığının da kendisine ödenmediği, davacının eldeki davada murisin ölüm tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem için ecrimisil isteğinde bulunduğu, mahkemece sadece murisin ölüm tarihi 03/04/ 2009 kabul edilerek bu tarih ile dava tarihi arası dönem için bilirkişi tarafından belirlenen ecrimisilin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; davalıların 863, 864, 74, 15 ve 20 parsel ve 910 parselin ise 6.500 m² lik kısmında fındık üretimi yaptıkları, fındık gibi doğal semere getiren taşınmazlarda intifadan men koşulunun aranmayacağı, mısır üretimi yapılan 910 parselin 18.485 m²’lik bölümü bakımından ise murisin 03.04.2008 tarihinde öldüğü ve mirasçıların ölümünü müteakip 2009 yılı, Mayıs ayında miras paylaşımı konusunda biraraya geldikleri ancak anlaşamadıkları dolayısıyla 910 sayılı parselin tarla vasfı ile kullanılan bölümü bakımından intifadan men koşulunun anılan tarih (2009 yılı, Mayıs) itibariyle gerçekleştiği, dolayısıyla fındık üretimi yapılan taşınmazlar bakımından fındık ürününün 2008 yılı (Temmuz/ Ağustos ) hasat dönemi itibariyle gelir metoduna göre davacının payı oranında ecrimisil hesaplanması gerekirken sadece 2009 yılı için hesaplanan ecirmisilin kabulü yönünde yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Davalıların temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih, 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı). 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hâkimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK'nin 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır. Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir. Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.Ne var ki; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun yukarıda açıklanan ilke ve yasal düzenlemeler çerçevesinde hazırlandığını söyleyebilme olanağı yoktur.Öte yandan; davalılar kayıt maliki mirasbırakan ................ mirasçıları olup, haksız kullanım tazminatı davasının niteliği itibariyle aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu açıktır.O halde, aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan her bir davalının çekişme konusu taşınmazlarda bizzat kullandığı veya kullandırttığı ( kiraya vermek veya diğer şekilde) yerlerden sorumlu olmaları gerektiği de kuşkusuzdur.Hal böyle olunca; mahallinde yeniden uzman bilirkişiler marifetiyle uygulama yapılması, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle gelir metoduna göre, emsaller de incelenerek, murisin ölüm tarihi esas alınarak 2008 ve 2009 yılları için her bir davalının kullandığı bölümden sorumlu olacak şekilde ve davacının miras payına (1/5) isabet eden ecrimisil hesabı yapılması, bu şekilde belirlenecek ecrimisilin ayrı ayrı hüküm altına alınması gerekirken; hükme yeterli olmayan rapora itibar edilerek ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.Tarafların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.