Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2614 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 14303 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: İZMİR 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/05/2011NUMARASI : 2006/371-2011/250Taraflar arasında görülen davada;Davacı, .. parselin ifrazı sonucu oluşan taşınmazlarda idare müfettişlerince yapılan inceleme sonucu, bir kısmının yasal olmayan yollarla satışının yapıldığının belirlendiğini, taşınmaz kayıtlarına maliklerince eski hale getirilmesi veya dava açılması gerektiği yönünde şerh düşüldüğünü bugüne kadar düzeltme işlemi yapılmadığını ileri sürerek, yolsuz olarak oluşan tapu kayıtlarının iptali ile eski hale getirilmesi isteğinde bulunmuştur.Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, yolsuz tescil nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarının ancak mülkiyet hakkı sahipleri tarafından açılabileceği, davacının sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, .. parselin ifrazı sonucu oluşan taşınmazlarda idare müfettişlerince yapılan inceleme sonucu, bir kısmının intikallerinde ve satışlarında usulsüzlükler bulunduğu, yasal olmayan yollarla satışlar yapıldığının belirlendiği, bu sebeple taşınmaz kayıtlarına, maliklerince eski hale getirilmesi veya dava açılması gerektiği yönünde şerh düşüldüğü, buna rağmen kadar düzeltme işlemi yapılmaması ve bu yönde dava açılmaması üzerine, davacı idarenin TMK.1027 ve Tapu Sicil Tüzüğünün 85. maddesi gereğince kayıtların düzeltilmesi için mahkemeye başvurduğu anlaşılmaktadırHemen belirtilmelidir ki bu tür davaların kural olarak mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere, kayıt maliki ya da mirasçıları tarafından açılması gerekir.Ancak; tapu sicillerinin tutulmasına ilişkin ilkelerden biri de Türk Medeni Kanununun 1007.maddesinden kaynaklanan hazinenin sorumluluğu olup, davacı idarenin böylesi bir davayı açmasında da hukuki yararının bulunduğu kuşkusuzdur.Tapu Sicil Tüzüğü'nün 85.maddesi "Kütük üzerinden belgelere aykırı tescil veya yazımın düzeltilmesi için ilgilerin yazılı olurunun alınması ve yevmiye defterine kaydedilmesi gerekir. Belgeye aykırı yazımın veya tescilin düzeltilmesine, ilgililerden birisinin yazılı oluru olmazsa, müdür defterdarlık veya mal müdürlüğünden düzeltme için dava açılmasını, talep eder. Hazine avukatı bulunmayan yerlerde bu düzeltmeler için müdürlük tarafından re'sen dava açılır. İkinci ve üçüncü fıkralardaki durum, ayrıca kütük sayfasının beyanlar sütununda belirtilir.(Değişik son fıkra: 8.11.2004-2004/8109 K.) Kültür, yevmiye defteri ve yardımcı sicillerde belgesine aykırı olarak basit yazım hatası yapıldığının tespit edilmesi halinde, müdür tarafından nedeni düzeltmeler sicilinde açıklanarak, re'sen düzeltme yapılır." şeklinde olup, doğrudan dava açmaya engel bir yasal düzenleme içermemektedir.Bu durumda, önceki kayıt maliklerinin veya ölmüş ise mirasçılarının ihbar suretiyle davada yer almalarının sağlanması, ondan sonra işin esasına girilerek inceleme yapılması ve hâsıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, değinilen hususlar yerine getirilmeden yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir. Davacı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 08.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.