Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2603 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 14348 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ : AKHİSAR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/07/2012NUMARASI : 2012/53-2012/415Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istekli dava sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi isteğinin reddine, ecrimisil isteğinin ise kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 683. maddesi uyarınca mülkiyet hakkına dayanan elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteğinin reddine, ecrimisil isteğinin ise taşınmazda üçüncü kişi lehine intifa hakkının tesis edildiği tarih olan 20.01.2011 tarihi ile sınırlı olarak kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mesken niteliğindeki taşınmazın kayden davacıya ait olduğu, taşınmazın intifa hakkının ise 21.01.2011 tarihli işlemle bedeli karşılığında ve süresiz olarak dava dışı B.E. P.'a devredildiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzeri Türk Medeni Kanununun 683/ 1 maddesi; “Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.” hükmünü içermektedir. Aynı maddenin 2. fıkrası da, malik olan kimseye o şeyi elinde bulunduran kimseye karşı istihkak ve her türlü haksız elatmanın önlenmesi davasını açabilme hakkını vermektedir.Davacının mülkiyet hakkı sahibi olduğu tartışmasızdır. İntifa hakkı sahibinin dava açmamış olmasının, mülkiyet hakkı sahibinin dava açma hakkına engel teşkil etmeyeceği kuşkusuzdur.Öte yandan, davalı çekişmeli taşınmazda davacının muvafakati ile uzun süredir oturduğunu savunmuş, davacı tanıkları da 10-15 yıldır evde davalının oturduğunu beyan etmişlerdir. Bu durumda, her hangi bir ihtar ile uyarılmayan davalının, dava tarihine kadar taşınmazı davacının izni ile kullandığı ve dava açılmakla muvafakatin geri alındığı, davanın açıldığı tarihe kadar ki kullanımın da kötüniyetli olmadığı kabul edilmelidir. Bir başka ifadeyle, bu husus, taraflar arasında Borçlar Kanunu'nun 299. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 379.) maddesi uyarınca şifahi olarak ariyet aktinin gerçekleştirildiği, davanın açılması ile de aynı Yasanın 304. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 384.) maddesi gereğince feshedilerek akte son verildiği şeklinde değerlendirilmelidir.O halde, mülkiyet hakkı sahibi davacının elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin ise yukarıdaki açıklamalar uyarınca reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş oması doğru değildir. Tarafların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.