MAHKEMESİ : İSTANBUL 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/07/2007NUMARASI : 2006/456-2007/259Taraflar arasında görülen davada; Davacı, paydaşı bulunduğu 104 parsel sayılı taşınmazdaki 216 nolu bağımsız bölümün muvafakatı olmadan diğer paydaş davalı H... tarafından davalı şirkete kiraya verildiğini, kira aktinin geçersiz olduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 4.3.2008 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ...geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilenler vekili avukatlar gelmediler, yokluklarında, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, bu sırada temyiz edilen B...Tekstil San. vekili Av....'nın geldiği görüldü, mazereti kabul edilip, dinlendi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, çaplı taşınmazda bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli 104 parsel sayılı taşınmazdaki 216 nou bağımsız bölümün paylı mülkiyet üzere olduğu ve davacı ile davalılardan H...Ç...'ın taşınmazda paydaş oldukları, diğer davalı şirketin taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı ancak, taşınmazı tasarruf- ederken, davanın devamı sırasında elatma olgusuna son verdiği ve tahliye ettiği anlaşılmaktadır.Davacı, davalı şirketin kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığını ileri sürerek, eldeki davayı açmış, davalı şirket ise, davalı olan aynı zamanda taşınmazda paydaş bulunan Hayrettin'den kiralamak suretiyle taşınmazı kullandığını savunmuştur.Mahkemece, taraflar arasında kiracılık ilişkisinin bulunduğu kabul edilerek ve aynı zamanda elatmanın önlenmesi isteğiyle ilgili davadan feragat edildiği gerekçesiyle, davanın reddedildiği görülmektedir.Gerçekten de, davalı şirket ile diğer davalı H.. arasında çekişmeli yer bakımından kira sözleşmesi yapıldığı sabittir. Davacı F... davalı H...ile birlikte taşınmazda paydaş olup, yapılan kira sözleşmesine katılmamış ve akitte yer almamıştır.Bilindiği üzere; Türk Medeni Kanununun 691.maddesi hükmü uyarınca paylı mülkiyet üzere olan taşınmazda geçerli bir kira aktinin bulunduğunun kabul edilebilmesi için akdin pay ve paydaş çoğunluğunca yapılması zorunludur.Oysa, davacı kira sözleşmesine iştirak etmediğine göre, söz konusu kira aktinin davacıyı bağlamayacağı açıktır. Kaldı ki,diğer paydaşın yaptığı kira sözleşmesine icazet verdiği de kanıtlanmış değildir.O halde, davalı şirketin davacıya karşı hukuki durumunun haksız işgalci olarak nitelendirilmesi gerekir.Diğer taraftan, taşınmazı haksız olarak kullanan veya elinde tutan kişinin mülkiyet sahibi arsa malikine ödemekle yükümlü olduğu haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisilden davalının sorumlu tutulacağında kuşku yoktur.Bu sebeple, mahkemece ecrimisil isteği yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında isabet bulunduğu söylenemez. Öte yandan, davalı şirketin yargılamanın devamı sırasında taşınmazı boşaltması sebebiyle, davacının elatmanın önlenmesi isteğinden feragat ettiği açıktır. Bahse konu feragatın HUMK'nun 91. ve 95. maddelerinde öngörülen teknik nitelikteki davadan feragat niteliğinde bulunmadığı tartışmasızdır.O halde, davanın devamı sırasında elatmanın önlenmesi isteği bakımından davanın konusuz kaldığı gözetilmek suretiyle, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması gerekirken, davanın reddine karar verilmiş olması ve buna bağlı olarak yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmış olması da doğru değildir.Hal böyle olunca; belirlenecek ecrimisilin davacının mülkiyetten kaynaklanan payı oranında hüküm altına alınması ve konusuz kalan elatmanın önlenmesi isteği bakımından karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere davanın reddi yönünde karar verilmiş olması doğru değildir.Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 550.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına 4.3.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.