Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2598 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 11859 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: FETHİYE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 10/05/2007NUMARASI: 2003/672-2007/221Taraflar arasında görülen davada;Davacı, miras bırakanı İ... K.....'un kendisinden mal kaçırmak amacıyla 2085, 1531 parsel sayılı taşınmazlarını muvazaalı olarak ikinci eş ve ikinci eşten olma çocuklarına intikal ettirildiğini, 1790, 2301, 2676 parsel sayılı taşınmazları da satın alıp, davalılar adına tescil ettirdiğini ileri sürerek, tapu iptal ve miras payı oranında tescil, olmadığı takdirde değerinin tazminini istemiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacı ve davalılardan Ö...K.... tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 04.03.2008 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden S... T.... vekili Avukat .ile yine temyiz eden Ö.. K....vs. vekili Avukat , geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa değerinin tazmini isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakanın malik olduğu 1531 parsel sayılı taşınmazın, çıplak mülkiyetini bağış yoluyla S...'a temlik ettiğini, S...'ın da 03.08.1982 tarihinde satış suretiyle teyzesi olan dava dışı E...'e devrettiği, bu arada miras bırakanın taşınmazdaki intifasını da terkin ettirdiği, böylece E....'in tam mülkiyet üzere taşınmaza sahip olduğu, 1531 parsel sayılı taşınmazı bu defa 01.02.1984 tarihinde tekrar S...'a temlik ettiği, S....'ın da 06.08.1986 tarihinde miras bırakanın ikinci eşi olan Öz...'e temlik ettiği, diğer taraftan 1790, 2301 ve 2676 parsel sayılı taşınmazlar dava dışı 3. kişilere ait iken bedellerinin muris tarafından ödenmek suretiyle sicil kayıtlarının davalı Özen'e intikal ettirildiği, ayrıca miras bırakana ait 2085 parsel sayılı taşınmazın 5/8 payının 15.02.1978 tarihinde oğlu olan S...'a bağış yoluyla devredildiği, daha sonra miras bırakanın üzerinde ipka ettiği 3/8 pay ile S...'a ait 5/8 payın 03.08.1982 tarihli aynı akitle dava dışı olan E...'e satış suretiyle temlik ettikleri, E....'in ise tam mülkiyet üzere malik olduğu taşınmazın bir kısım paylarını 01.02.1984 tarihinde tekrar S....'a intikalini sağladığı, E...'in üzerinde kalan bakiye 2839/7839 payını 01.02.1984 tarihinde miras bırakanın kızı olan davalı N...'e satış şeklinde devredildiği, gerek S....'ın gerekse N....'ün paylı mülkiyet üzere malik oldukları bu taşınmazla ilgili olarak yapılan imar şuyulandırması neticesinde oluşan 7 ile 8 nolu imar parsellerinin müstakilen S....'a 1 sayılı parselin N...'e, 2 sayılı parselin ise paylı mülkiyet üzere N.....ile S..... adlarına yazıldığı anlaşılmaktadır.Somut olayın, bu işleyiş ve gelişim tarzı itibarı ile mahkemece 2085 parsel sayılı taşınmazda S....'a yapılan pay temliklerinin bağış niteliğinde olduğu keza, 1531 parsel sayılı taşınmazın temlikinin de aynı nitelikte bulunduğu gözetilmek suretiyle, anılan temliklerde 01.04.1974 tarih 1/2 Sayılı İçtihatları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı ve ayrıca davada tenkis isteğinin de olmadığı gözetilmek suretiyle, bu pay ve taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunduğu söylenemez.O halde, davacının temyiz itirazları belirtilen sebeplere hasren yerinde değildir, reddine.Ancak, bedeli muris tarafından karşılanan ve davalı Özen adına sicil kaydı oluşturulan 1790, 2301, 2676 parsel sayılı taşınmazların sicil kaydının oluşumu gizli bağış niteliğinde olup, bu parseller bakımından tenkis isteği de bulunmadığı ve ayrıca anılan şekilde gerçekleştirilen temliki işlemde, 01.04.1974 tarih 1/2 Sayılı İçtihatları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı gözetilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle bu taşınmazlar bakımından davanın kabulüne dair hüküm kurulmuş olması doğru olmadığı gibi, miras bırakanın baldızı olan E....'e 2085 parsel sayılı taşınmazdaki satış suretiyle devredilen 3/8 pay bakımından koşullarının gerçekleşmesi halinde muvazaa ile illetli olacağı tartışmasızdır. Öyleyse, anılan bu payla ilgili olarak somut olay değerlendirildiğinde, ilk el durumunda bulunan E.....in taşınmazdaki payı edinmesi bakımından ekonomik gücünün bulunmadığı keza satış bedelinin de kanıtlanamadığı diğer yandan miras bırakanın zengin ve mali durumunun iyi olduğu, mal satmaya ihtiyacının bulunmadığı gözetildiğinde, yapılan 3/8 pay temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu kabul edilmelidir. E...'ten edinen N....'ün ise 2. el konumunda olup, miras bırakanın kızı, E....'in ise N....'ün teyzesi olduğu, bir başka ifadeyle muvazaalı işlemi bilen ve bilmesi gerekli olan konumda bulunduğu (Türk Medeni Kanununun 1024. maddesi) ve Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı dosya kapsamıyla sabittir.Diğer taraftan, dava dilekçesinde gösterilen ve harcı ikmal edilen dava değeri üzerinden red ve kabul oranı gözönüne alınarak, taraflar yararına avukatlık ücreti takdir ve tayini gerekirken, keşfen belirlenen ve harcı ikmal edilmeyen değerler üzerinden taraflar yararına avukatlık ücretinin hüküm altına alınması da isabetsizdir.O halde, belirtilen nedenlere hasren davacı ile davalı Özen'in temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlere hasren HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine ve 13.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden tarafların vekilleri için 550.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine, 04.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.