Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2597 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 11827 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: FATİH 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 10/10/2006NUMARASI: 2006/331-2006/268Taraflar arasında görülen davada;Davacı, çekişme konusu paylı mülkiyet üzere olan 13 parsel sayılı taşınmazdaki 5 nolu bağımsız bölümde davalı ile birlikte 1/2'şer oranda malik olduklarını, ancak taşınmazın tamamını davalının kullandığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.Davalı, yirmi yıldır taraflar arasındaki anlaşma ve davacının muvafakati ile çekişmeli taşınmazda oturduğunu bildirip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacı iddiası sabit görülerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekilleri tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 04.03.2008 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ...tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Davacı, 5 nolu bağımsız bölümde davalı ile birlikte paydaş olduklarını, ancak taşınmazın uzun yıllardır davalı tarafından kullanıldığını ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve 1995 yılından itibaren 29.355.-YTL ecrimisil isteğinde bulunmuştur. Davalı, çekişmeli bağımsız bölümde davacının muvafakati ile oturduğunu bildirip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Çekişmeli bağımsız bölümü tarafların 13.12.1984 tarihinde ½ paylı olarak satınalma yolu ile edindikleri ve bu yerde davalının üstün bir hakkı olmaksızın kullandığı saptanmak suretiyle davacının payı oranında elatmanın önlenmesi isteğinin kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.Davalının, ecrimisil isteğine yönelik temyiz itirazlarına gelince;çekişmeli taşınmaz taraflar adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu halde uzun yıllardır davalı tarafından kullanıldığı hem davacının hemde davalının kabulündedir. Bu durumda davalının kullanımının muvafakate dayalı olduğu kabul edilmiştir. Ancak davacı, muvafakatini 04.10.2004 tarihinde davalıya tebliğ edilen ihtarname ile geri almış ve ecrimisil isteğini de 2004 yılının ekim ayı ile sınırlandırmıştır. Artık geçmiş dönemler için ecrimisil istenilemeyeceği kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, Ekim 2004 tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem için belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken davalının muvafakatle oturduğu dönemleri de kapsar biçimde ecrimisile hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, noksan harcı tamamlanan dava değeri üzerinden davacının ½ payı gözetilerek harç ve avukatlık parasının tahsili gerekirken yazılı biçimde karar verilmesi de isabetsizdir. Davalının, temyiz itirazları değinilen yönler itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlere hasren HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine ve 13.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 550.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 04.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.