Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2586 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 293 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/01/2006NUMARASI : 1999/367-2Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacılar ,miras bırakanın mal kaçırmak amacıyla . nolu bağımsız bölümü satış yoluyla, . nolu bağımsız bölümü ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya temlik ettiğini, murisin bakımının davalı tarafından değil bakıcısı tarafından yapıldığını,satışın gerçek olmadığını ileri sürüp muvazaa nedeniyle tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişler,davacı N.e ayrıca,olmadığı taktirde tenkise karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu taşınmazların bakım ve satım ihtiyacı nedeniyle temlik edildiğini, miras bırakana karşı bakım borcunu yerine getirdiğini belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu.nolu bağımsız bölümün dava dışı üçüncü kişi adına kayıtlı olduğu, davacıların HUMK.m.186’ya göre bir talep de bulunmadıkları, bu taşınmaz yönünden davanın dinlenme olanağı bulunmadığı, .. nolu bağımsız bölümün davalıya temlikinin muvazaalı bulunduğu, muvazaa iddiasının bir taşınmaz yönünden kabul edilmiş olduğundan tenkis isteğinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı ve karşı temyiz eden davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ..raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava ve birleşen dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tenkis isteğine ilişkindir.Mahkemece, dava ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu ..parseldeki ..nolu meskeni miras bırakanın 18.11.1998 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile; ..parseldeki ..nolu meskeni de 10.3.1999 tarihli satış akti ile davalıya temlik ettiği, ancak yargılama sırasında . parseldeki. nolu mesken 13.12.1999 tarihinde satış yoluyla dava dışı Z. C.. temlik edildiği görülmektedir.Davacılar, anılan temliklerin mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, eldeyi davayı açmışlardırBilindiği üzere; ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir bağıttır. (B.K.m.5ll).Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir.Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlu suda bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer.(B.K.m.5l4).Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması,yada alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikinde muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa,irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir.Böyle bir iddia karşısında, aslolan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır.(B.K.m.l8).Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez;akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır.Bu haldede Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun l.4.l974 gün ve l/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur. Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri,elinde bulunan mal varlığının miktarı,temlik edilen malın,tüm mamelekine oranı,bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerekir.Somut olaya gelince; dava konusu .nolu bağımsız bölümün bakım karşılığı davalıya temlik edildiği, davalının da bakım akdinden doğan edimini yerine getirdiği, miras bırakanın sağlık sorunları ile ilgilenip, ihtiyaçlarını giderdiği dosya kapsamı ile sabittir. O halde, bu olgular yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde.nolu mesken ile ilgili yapılan temlikin gerçek bakım karşılığı yapıldığı ve muvazaalı bulunmadığı kabul edilmelidir.Diğer taraftan; satış yoluyla davalıya temlik edilen ..nolu bağımsız bölümün davanın devamı sırasında dava dışı Z..C..e temlik edildiği kayden sabittir. Öyle ise, bu taşınmaz yönünden HUMK.'nun 186.maddesinde öngörülen usuli işlemlerin tamamlanması gerekeceği kuşkusuzdur.Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği,hak sahibi veya malik olmanında doğal bir sonucudur.Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş HUMK.nun l86.maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir.Söz konusu madde hükmüne göre iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir. Kendiliğinden (resen) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre,mahkemece diğer yana seçimlik hakkı hatırlatılarak davaya hangi kişi hakkında devam edeceği sorulmalı,sonucuna göre işlem yapılmalıdır.Hal böyle olunca; .nolu bağımsız bölüm yönünden davanın reddine. nolu bağımsız bölüm yönünden ise yukarıda açıklanan ilkeler, çerçevesinde usuli işlemlerin tamallanması osndan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeler ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Tarafların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.3.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.