MAHKEMESİ: ADANA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 16/04/2009NUMARASI: 2008/534-2009/210Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakan D.'un adına kayıtlı 33 parsel sayılı taşınmazını davalı oğluna mirasçıdan mal kaçırma amacıyla, muvazaalı olarak temlik ettiğini ileri sürerek, kaydın iptali ile terekeye döndürülmesine, olmazsa pay oranında adına iptal ve tescile, olmazsa tenkise karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, işlemin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile kaydın iptali ve muris adına tesciline karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 09.03.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden A.U.vekili Avukat G.Ö.geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ......tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüş??lüp düşünüldü:Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal, tescil; olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Mahkemeden sadır olan kararın davalı vekiline 30.6.2009 tarihinde tebliğ edildiği, ancak davalı vekilinin karar tarihinden sonra 15.5.2009 tarihinde azledildiği, davalı asile 29.9.2009 tarihinde karar tebliğinin sağlandığı, davalının ise 12.10.2009 tarihinde mahkeme kararını harç yatırarak temyiz ettiği anlaşıldığından, davalının temyiz isteminin süresinde olduğu gözetilerek kabulü ile mahkemece verilen kesinleşme şerhinin kaldırılmasına karar verilerek işin esası bakımından dosyanın incelenmesine geçildi.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; tarafların miras bırakanı D.'un adına kayıtlı 33 parsel sayılı taşınmazını vekil marifetiyle dava dışı C.C.a 06.11.1984 tarihinde satış suretiyle temlik ettiği, C.'in de 26.10.1989'da murisin oğlu davalı A.'e devrettiği anlaşılmaktadır.Davacı, muris muvazaası hukuksal nedenine dayanarak kaydın iptali ile terekeye döndürülmesini veya payı oranında iptal ve tescil, olmazsa tenkis talebinde bulunmuş, yargılama aşamasında dava dışı mirasçılar davacının açtığı davaya muvafakat ettiklerini beyan etmişlerdir.Mahkemece, temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı yapıldığı belirlenmek ve bu olgu benimsenmek suretiyle davanın kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Ne varki, mahkemece davanın kabulü ile muris adına tesciline karar verilmiştir. O., T. Medeni Kanununun 28.maddesi hükmü uyarınca ölümle kişilik son bulur. Sicillerin tutulması, kamu düzeni ile ilgili olup hakim doğru sicil oluşturmakla yükümlüdür. Öyleyse, tüm mirasçıların kanuni hisseleri üzerinden iptal ve tescil hükmü kurulması gerekirken, mahkemece, ölü kişi adına tescil kararı verilmesi doğru değildir.Davalının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedene hasren HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 09.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.