MAHKEMESİ: DEMRE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 25/04/2002NUMARASI: 2002/30-2002/32Taraflar arasında görülen davada;Davacı, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kıyı kenar çizgisi içindeki yere davalının çocuk parkı yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, ortak kullanım yerine yapılan çocuk parkının herkesin kullanımına açık olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi .raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yere elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı Hazine, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olan kıyı kenar çizgisi içindeki yere davalı belediyenin çocuk parkı yapmak suretiyle elattığını ileri sürerek, eldeki davayı açmış, mahkemece 25.4.2002 tarihinde Hakem sıfatıyla baktığı davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraflara 31.10.2007 tarihinde tebliğ edilmiştir.Davacı Hazinenin, 6.11.2007 tarihli dilekçe ile yaptığı görev itirazının, mahkemece verilen ek karar ile reddedildiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; mahkemenin ek kararı tarihinde yürürlükte bulunan 3533 Sayılı Yasanın 4.maddesi 19.7.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4916 Sayılı Yasanın 24.maddesi ile değişikliğe uğramış, yeni düzenleme ile "taşınmaza ilişkin uyuşmazlıklarda, taşınmazın aynına yönelik" çekişmeler hakemin görev alanından çıkartılmıştır.Somut olayda, uyuşmazlığın taşınmazın aynına yönelik olduğu tartışmasızdır. Öte yandan, görev kurulları kamu düzeni ile ilgili olup, re'sen (kendiliğinden) dikkate alınması zorunludur. Yeni yasal düzenleme eldeki dava bakımından gözönünde bulundurulmalıdır.Hal böyle olunca, davanın genel yargı yerinde görülmek üzere görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davacı Hazinenin, temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile kararın yukarıda açıklanan nedenlerle HUMK'nun 428. Maddesi gereğince BOZULMASINA, 14.1.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.