Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2578 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 12021 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : ÜSKÜDAR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 28/04/2009NUMARASI : 2008/119-2009/120Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacılar, mirasbırakanın ehliyetsiz olduğu dönemde 10 parseldeki payını ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya temlik ettiğini, murisin kandırılmaya müsait olup, davalının bakım borcunu yerine getirmediğini ileri sürüp iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.Davalı, murisin ehliyetli olduğunu, bakım borcunu yerine getirdiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece “ dava dışı mirasçıların bulunduğu pay oranında açılan davanın dinlenemeyeceği, tereke adına dava açılmadığına göre terekeye mümessil tayin edilmiş olması ve davada terekinin temsil edilmiş olması da pay oranında açılan davanın dinlenilmesini olanaklı kılmayacağı davanın reddine karar verilmesi gerektiği” gerekçeleri ile bozulmuş olup, bozma sonrası birleşen dava ile tereke adına iptal ve tescil istenilmiş, işlem tarihinde murisin ehliyetsiz olduğu belirlenerek temsilci huzuru ile görülen davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 9.3.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden H. K. vekili Avukat... ile temyiz edilen Ş..A. miras şirketi temsilcisi vekili Avukat .. geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen G. A. vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi . ...tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacı 16.1.2004 tarihli dilekçe ile davalı H.K. aleyhine mirasbırakanları Ş.’ın ehliyetsiz olduğu dönemde 10 parselde kayıtlı taşınmazdaki payının 47/192 sini davalıya ölünceye kadar bakma akdi ile temlik etiğini ileri sürerek pay oranında iptal ve tescil isteğinde bulunmuş, yapılan yargılama sonucunda Adli Tıp Kurumundan alınan “ murisin işlem tarihinde ehliyetsiz” olduğuna dair rapor doğrultusunda davanın terekeye dönmesi gerektiği gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiş, verilen kararın taraflarca temyizi üzerine, Dairece “ tüm mirasçıların davada muvafakatlarının sağlanması. aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesinin gerekeceği, pay oranında açılan davanın dinlenemeyeceği, tereke adına dava açılmadığına göre terekeye mümessil tayin edilmiş olması ve davada terekinin temsil edilmiş olması da pay oranında açılan davanın dinlenmesini olanaklı kılmayacağı, davanın reddine karar verilmesi gerektiği “ gerekçeleri ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yargılamaya devam edilmiştir.Daire bozma kararı sonrasında 11.3.2008 tarihli dilekçe ile miras şirketi mümessili tarafından davalı H. aleyhine , ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı olarak 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlarda miras bırakan tarafından davalıya yapılan temlikler sonucu oluşan kayıtların iptali ile muris adına tescili isteğine ilişkin açılan dava eldeki dava ile birleştirilmiş ve mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kabulü ile çekişme konusu taşınmazlarda davalı adına olan ve mirasbırakan tarafından temlik edilen payların iptali ile muris adına tesciline karar verilmiştir.Mahkemece, mirasbırakanın işlem tarihinde ehliyetsiz olduğu belirlenmek suretiyle davanın kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.Ne var ki, tüm mirasçıların yasal miras payları oranında adlarına tesciline karar vermek gerekirken karar tarihinde mirasbırakanın ölü olduğu ve Türk Medeni Kanununun 28. maddesi hükmü uyarınca ölümle şahsiyetin son bulacağı göz ardı edilmek suretiyle ölü kişi adına tescil kararı verilmesi isabetsizdir.Davalının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 9.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.