Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2541 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 949 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: ALANYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 10/03/2009NUMARASI: 1998/398-2009/98Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacı-karşı davalı, kayden malik olduğu 404 parsel sayılı taşınmazına duvar, demir, sera ve bina yapmak suretiyle davalı tarafından müdahale edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuş, aleyhine açılan davanın ise haklı bulunmadığını belirterek reddini savunmuştur.Davalı- karşı davacı, aleyhine açılan elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının reddini savunmuş, açmış olduğu davasında ise 121 ada 1,2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlarında kadastro yenileme işlemleri sırasında ilk kadastro paftası esas alınmadığından hata sonucunda kaydırma yapıldığını ileri sürerek, kadastro yenileme işlemlerinin iptali, düzeltilmesi aksi halde de varsa taşkın kısmın bedel karşılığında adına tescili isteğinde bulunmuştur.Diğer davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davalılar Tapu ve Kadastro Müdürlüklerinin davada taraf sıfatı olmadığının ve kadastro yenileme işlemleri sırasında kayma meydana geldiğinin belirlendiği gerekçeleriyle elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının reddine, tapu iptali ve tescil davasının kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacı-karşı davalı F. S. vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .....raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değerden reddedilip,gereği görüşülüp, düşünüldü.Asıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım, birleşen dava ise 2859 Sayılı Yasa uyarınca yapılan uygulama sonucu taşınmazın bir bölümünün davalı yana ait çap kapsamına dahil edildiği iddiasına dayalı tapu kaydının düzeltilmesi isteğine ilişkindir.Dosya içeriğinden 2859 Sayılı Yasanın 4. maddesi gözetilerek tapu iptali ve tescil davasının kabulüne, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin reddine karar verilmiş olmasında kural olarak isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak yargılama sırasında davalı (birleşen davanın davacısı) tarafından dava dışı kişiye pay temlik edildiği ve bu kişinin davaya dahil edilmediği anlaşılmaktadır. Gerek 121 ada 2 parselde olup da 1 parsele taşkın olduğunu ileri sürülen yapıların hadim değil hakim gayrimenkulün bütünleyici parçası olması nedeniyle ve gerekse tapu iptali, tescil ve yıkım davasının niteliği itibariyle 2 parsel paydaşlarının tamamının davada yer almalarının zorunlu olduğu kuşkusuzdur.Anılan eksiklik giderilmeden iptal ile 2 parselin tüm paydaşlar adına tesciline karar verilmesi doğru değildir.Davacı-karşı davalı F..'nın temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 8.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.