MAHKEMESİ: DİYARBAKIR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 27/03/2012NUMARASI: 2011/613-2012/220Yanlar arasında görülen tapu kayıt maliki ile davacının miras bırakanının aynı kişi olduğunun tespiti davası sonunda, yerel mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde, temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, tapu kayıt maliki ile davacının miras bırakanının aynı kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı, büyük dedesi O. K.'nın seferberlik yıllarında öldüğünü babası A.D.'ın O.K.'nın mirasçısı olduğunu, çekişme konusu taşınmazlardaki H.M.oğlu O.K. M.oğlu O. K.H.M. oğlu O. K.'nın murisi olan O. K. ile aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesi istemiyle eldeki davayı açmış, mahkemece O. K.'nın nüfusa kayıtlı olmadığı, davacının dedesi M. C.'in baba ve kardeşlerini gösteren nüfus kayıtlarına ulaşılamadığı, M. C.'in baba adının H.O. olduğu ve O.K. ile aynı kişi olduğunun doğrulanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; mahkemece yapılan araştırma ve soruşturmanın hüküm vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Bu tür işler, 6100 sayılı HMK’nin 382/9-ç maddesi gereğince çekişmesiz yargı usulüne göre sulh hukuk mahkemesinde ve taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan, aynı Kanunun 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülür. Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçıları isteyebilir.Bunun yanı sıra, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgileri ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu işlerin, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak talep eden kişinin aktif dava ehliyeti vardır.HMK'nin geçici birinci maddesi gereğince “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmayacağından” kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra yapılan taleplerin tapu müdürlüğüne ilgili sıfatıyla yöneltilerek yapılması gerekir. Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.2-Nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak talep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır. Hal böyle olunca, mahkemece yaşlı mahalli bilirkişiler ile taşınmazların başında keşif yapılarak tanıkların keşif mahallinde dinlenmeleri, taşınmazların kimler tarafından kullanıldığının tespit edilmesi, dosya içerisindeki Diyarbakır Sulh Hukuk Mahkemesinin 1988/938 E. 1989/224 K. sayılı mirasçılık belgesi ve zabıta araştırmaları da gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollamasıyla ) HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.