Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2466 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 1132 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ECRİMİSİLTaraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.Davacılar, kardeşi davalı ve dava dışı kişiler ile birlikte kayden paydaşı oldukları 991 ada 7 parsel sayılı taşınmazın fındık gelirinden istifade eden davalı aleyhine 2001-2005 tarihleri arasındaki dönem için ecrimisil istemiyle ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları 2006/258 E. sayılı dava sonucunda Mahkemenin 2007/217 K. sayılı ilamı ile davanın kısmen kabul edildiğini ve kararın derecattan geçmek suretiyle kesinleştiğini ileri sürerek 2008-2012 tarihleri arasındaki dönem için toplam 15.000,00 TL (ıslah ile birlikte 22.653,38 TL) ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.Davalı, taşınmazdaki fındıkları toplamadığını ve ecrimisil talep edilen dönemlerde cezaevinde olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacıların taşınmazdaki payları gözetilerek 2008-2012 tarihleri arasındaki dönem için hesaplanan bilirkişi raporuna atfen her bir davacı için 11.326,69 TL ecrimisile karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu fındıklık niteliğindeki 991 ada 7 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere olduğu, tarafların ve dava dışı kişilerin kayden paydaş bulundukları, davacılar ve dava dışı ...'ın davalı aleyhine 2001-2005 tarihleri arasındaki dönem için ecrimisil istemiyle ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları 2006/258 E. sayılı dava sonucunda Mahkemenin 2007/217 K. sayılı ilamı ile davanın kısmen kabul edildiği ve kararın derecattan geçmek suretiyle kesinleştiği, eldeki davada ise 2008-2012 tarihleri arasındaki dönem için ecrimisil talep edildiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere,4721 sayılı TMK.nun 6. ve 6100 sayılı HMK. nun 190. maddesi gereğince, kanun aksini emretmedikçe taraflardan herbiri iddiasını ispata mecburdur. Davacılar, taşınmazda tarafların paydaş olduğu halde taşınmazdaki fındıkları davalının tek başına topladığını iddia etmektedirler. Yargılama sırasında dinlenilen ortak tanık Adil görgüye dayalı bir beyanda bulunmamış, davalı tanığı ... ise davalının 4-5 senedir kullanımı olup olmadığını hatırlamadığını ifade etmiş temyiz dilekçesine ekli müddetnamelerden ecrimisil istenen dönemlerde davalının cezaevinde olduğu görülmektedir. Bu durumda, davacıların, iddiasını (davalının taşınmazdaki fındıkları topladığını) ispatladığı kabul edilemez. Hâl böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.