Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2442 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 12088 - Esas Yıl 2007
MAHKEMESİ : KIRIKHAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/10/2007NUMARASI : 2007/428-2007/545Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakanın 334 parsel sayılı taşınmazdaki 1/3 payını aslında oğlu E....'e bağışlamak istediği halde E..'e verdiği vekaletle ileride E....'e devredilmek üzere davalı yeğenine"hibe" suretiyle temlik ettiğini; yapılan işlemin muvazaalı olduğunu ileri sürüp; tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.Davalı, çekişme konusu taşınmazın 1/3 payını davacıların murisi M.... ve onun oğullarının borçları olması nedeniyle 3.kişilere bu borçlarını ödemek ve kendisinin alacağından düşmek suretiyle bedelini ödeyerek satın aldığını, ancak murisin ekonomik durumu uygun olmadığından tapuda işlemin "bağış" şeklinde gösterildiğini belirtip, davanın reddini savunmuştur,Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen ilk kararın Dairece " kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılmasının doğru olmadığı" belirtilerek bozulması üzerine bozma ilamına uyularak davanın kabulüne dair verilen hükmün Dairece bu kez" miras bırakanın çekişmeli taşınmazı davalıya bağış yoluyla temlik ettiği ve bu olayda 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararının uygulama yeri olmadığı, davada takdirde işlenmediği, böylece davanın reddine karar verilmesi gerektiği..." gerekçesiyle bozulması neticesi bozma ilamı doğrultusunda davanın reddine, birleştirilen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Karar, davacılar vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil; birleştirilen dava ise, ehliyetsizlik vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkindir. Mahkemece,asıl davanın reddine, birleştirilen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Yargılamanın devamı sırasında davacı vekilinin 16.9.1994 tarihli celsede, dosyanın müracaata bırakılmasını istediği ve mahkemece, 28.10.2004 tarihli oturumda asıl dosyanın HUMK.'nun 409.maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verildiği;böylece yargılamaya birleşen dava yönünden devam edilmesi gerekirken, mahkemece nihai hükümde, açılmamış sayılmasına karar verilmesi gereken asıl dava bakımından işin esası hakkında hüküm kurulduğu, oysa devam etmesi ve hakkında hüküm kurulması gerekli olan birleşen dava yönünden açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.Bu şekilde verilen kararın temyizi üzerine Dairece 29.6.2006 tarih ve 6073/7563 sayılı kararla " kısa gerekçeli karar çelişkisinden" bilaharede 9.4.2007 tarih ve 1778/3804 sayılı kararla "işin esası bakımından" kararın bozulduğu ve mahkemece son bozma kararına uyulduğu ve ona göre hüküm kurulduğu görülmektedir.Başka bir anlatımla, asıl dava yönünden HUMK.'nun 409. maddesi uyarınca bir dava kalmadığı halde, mahkemece bu konuda kurulan hükmüne Dairece işin esası bakımından davanın reddine karar verilmesi gereğine değinilerek bozulduğu ve mahkemece anılan bozma ilamı doğrultusunda karar verildiği anlaşılmaktadır.O halde, HUMK.'nun 409.maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilecek asıl dava bakımından mahkemece hüküm kurulması ve Dairenin işin esası bakımından bu kararı bozması doğru olmayıp; maddi hataya dayalı bulunmaktadır.Başka bir deyişle kararın bozulmuş olması maddi hataya dayalıdır.Böylesi bir karara uyulmuş olması ise taraflar yararına usulü kazanılmış hak doğurmaz.Hal böyle olunca, birleşen dava yönündende verilen açılmamış sayılmasına ilişkin karar, temyiz edilmediğinden ve ancak yeni bir davaya konu olabileceğinden kesinleşmiş olduğu gözetilerek, her iki davanında açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacıların temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.2.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.