Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2441 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 12076 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: ENEZ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 29/11/2006NUMARASI: 2004/137-2006/222Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 233 ada, 1 parsel, 18 nolu bağımsız bölümün adına tesciline dair verilen kararın tapuda infaz edilmeden, ilamın sonuçlarını ortadan kaldırmak amacıyla ve muvazaalı olarak anılan kararın davalısı A..... tarafından davalıya satış şeklinde temlik edildiğini, davalının hem karşı villa komşusu, hem de Abdullah’ın iş ortağı olup, kötüniyetle hareket ettiğini ileri sürerek; tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.Davalı, çekişme konusu taşınmazı aynı sitede yazlığı olan akrabalarının bulunması nedeniyle ve bedelinide bankaya yatırmak suretiyle satın aldığını, satıcı ile herhangi bir ortaklığının bulunmadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalı ile önceki malik A.... arasında yapılan satış işleminin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, tapu iptali ve önceki malik A... B... adına tescile karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne ve tapunun iptali ile önceki malik adına tescile karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 233 ada, 1 parseldeki 18 nolu dublex nitelikli bağımsız bölümün 24.04.2000 tarihinde dava dışı A..... B.... adına kat irtifakı ile kayıtlı iken, 07.05.2004 tarihinde satış suretiyle davalıya temlik edildiği, davacının dava konusu taşınmaz hakkında A.... B......aleyhine 25.10.2000 tarihinde açtığı ferağa icbar davasının yargılaması sonunda verilen “anılan bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline” dair Enez Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.04.2003 tarih ve 2000/79 esas, 2003/42 sayılı kararın derecattan geçmek suretiyle 01.03.2005 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Özellikle; davalının, bu karar kesinleşmeden önce taşınmazı ediniminin iyiniyetli olmadığı mahkemece belirlenmek ve benimsenmek suretiyle eldeki davanın kabul edilmiş olması kural olarak doğrudur.Ancak, bir davada taraflar hakkında (tarafların lehinde ve aleyhinde) hüküm verilebilir. Davada taraf olmayan 3.kişiler hakkında karar oluşturulamaz. Bu husus mahkemece re’sen gözetilmesi gereken bir usul kuralıdır.Oysa, mahkemece davada taraf olmayan A.... B...... adına tescile karar verilmiştir. Usul kuralları göz ardı edilerek anılan kişi adına tescil hükmü kurulmuş olması doğru değildir.Öte yandan, davacının Abdullah adına tescile karar verilmesi yönünde de bir talebi bulunmamaktadır.Hal böyle olunca, davadaki istek gözetilmeksizin ve usule aykırı olarak tescil kararı verilmesi isabetsizdir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.02.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.