Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2439 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 12079 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ : ANKARA 26. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/06/2007NUMARASI : 2005/457-2007/192Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, kayden davacı İ.... adına kayıtlı 7203 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerine diğer davacı dernek tarafından yapılan Ahievren Camiinin minaresine ve müştemilatına davalıların baz istasyonu kurmak suretiyle müdahale ettiklerini, ayrıca bu baz istasyonunun insan sağlığı açısından tehlike yarattığını ileri sürüp; elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerinde bulunmuşlardır.Davalı, aktif davacıların dava konusu caminin maliki olmayacaklarından davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, esasen de vakfın yapılan idari protokoller gereği kira sözleşmeleri yapma yetkisi olup, ecrimisil istenemeyeceği gibi talep edilen ecrimisilinde fahiş olduğunu, sağlığı açısından da hukuka aykırılık bulunmadığını belirtip, davanın reddini savunmuş; diğer davalı şirket dava konusu yerde davalı vakıfla aralarında düzenlenen kira akdi gereğince kiracı olduğunu, davacıların cami maliki olmayacakları gibi yönetim ve tasarruf haklarınında bulunmadığından aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, baz istasyonunun yönetmelik hükümlerine göre standart değerlerin çok altında faaliyet gösterdiğini ve bu konuda Güvenlik sertifikası olduğunu sağlığına zarar vermeyeceğini beyan edip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın aktif dava ehliyeti yönünden reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın aktif dava ehliyeti yönünden reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 7203 ada 4 parsel sayılı taşınmazın bağ niteliği ile davacılardan İsmail ünal adına kayıtlı olduğu, diğer davacı ve davalıların kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının bulunmadığı anlaşılmaktadır.Öyle ise, davacı dernek bakımından davacının aktif dava ehliyetinin (dava açma sıfatı) bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğrudur.Davacı derneğin temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Diğer davacı İ.in temyizine gelince;Türk Medeni Kanununun 683.maddesine göre bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.Malik malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istikhak davası açabileceği gibi, hertürlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.O halde, davacı İsmail'in mülkiyet hakkına dayanarak, dava konusu taşınmazla ilgili elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerinde bulunabileceği kuşkusuzdur.Hal böyle olunca; davacı İ. bakımından işin esasının incelenerek araştırma ve soruşturmanın yapılması taraf delillerinin toplanması ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacı İsmail'in temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.2.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.