Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2436 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22556 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KIRŞEHİR SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/10/2013NUMARASI : 2013/659-2013/1087Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkindir.Mahkemece; iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu Kerpiç ev vasıflı 4912 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 85/226 payının “Yahyaoğlu Musa Veresesi” adına 13.06.2013 tarihli imar işlemi tescil edildiği, taşınmazın 391 ada 1,4 ve 6 kadastral parsellerin imar uygulaması sonucunda oluştuğu, davacının tapu kayıtlarında “Y. V..” olarak geçen kaydın “Osman oğlu M.. S..” olarak düzeltilmesi istemiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.Bu tür işler, 6100 sayılı HMK’nin 382/2-ç-1 maddesi gereğince çekişmesiz yargı usulüne göre sulh hukuk mahkemesinde ve taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan, aynı Kanunun 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülür. Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçıları isteyebilir.Bunun yanı sıra, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgileri ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu işlerin, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak talep eden kişinin aktif dava ehliyeti vardır.Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.2-Nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak talep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.Somut olaya gelince; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye elverişli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Şöyle ki; 4912 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tesciline ilişkin tüm imar evrakı ve imar öncesi taşınmazın kadastro tespit ve tesciline dayanak kayıtların tamamı temin edilmeden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca; öncelikle 4913 ada 3 parsel sayılı taşınmazda “Yahya oğlu M.V..” adına pay tesciline ilişkin 13.06.2013 tarihli imar işlemine ilişkin tüm dayanak belgeler ve dağıtım cetvellerinin temini, anılan payın hangi kadastral parseldeki paya karşılık olarak tescil edildiğinin açıklığa kavuşturulması, tespit edilen kadastral parselin kadastro tespit tutanağı ve kadastro tespiti tapu kaydına dayalı olarak yapılmış ise bu kayıtların tedavülleri ile birlikte temini, gerektiğinde komşu parsellere ilişkin dayanak kayıtların da temin edilerek karşılaştırılması, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda hükme yeterli araştırma ve inceleme yapılarak mülkiyet nakline sebebiyet vermemek bakımından davacının mirasbırakanı ile kayıt malikinin aynı kişi olup olmadığının tereddüde yer bırakmayacak biçimde saptanması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan hususların gözardı edilmiş olması doğru değildir.Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.