Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 239 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 11980 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 31/05/2012NUMARASI : 2011/241-2012/398Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden: dava konusu 4774 parselde kat mülkiyeti kurulu 25 nolu bağımsız bölümü davacı tarafından 29.07.2011 tarihinde dava dışı P. Ö..'den satın alındığı; davacı adına sicil kaydının oluştuğu; davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının olmadığı; ancak davalının önceki malik ile aralarında kira ilişkisinin bulunduğunu savunduğu ve buna dair 12.04.2011-10.05.2011 ve 13.06.2011 tarihli “kira bedellerinin” alındığına dair dava dışı F.Ö..-A. Ö.. ve E. Ö..imzalarını taşıyan ödeme belgesi fotokopilerini dosya içerisine sunduğu anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; özel yasa hükümleri saklı kalmak koşuluyla, gerek taşınır gerekse taşınmaz mallara ilişkin kira sözleşmelerinin geçerli olması hiçbir biçim koşuluna bağlı değildir.Kira sözleşmeleri yazılı veya sözlü yapılabileceği gibi zımni (üstü kapalı) olarakta vucuda getirilebilir. Yeterki taraflar kira sözleşmesinin esaslı unsurlarında anlaşmış olsunlar.Nitekim bu kural l8.3.l942 tarih 37/6 sayılı inançları birleştirme kararında açıkça vurgulanmıştır. Ne varki kira ilişkisi bir hukuki fiil (vakıa) değil,bir hakkın doğumuna,değiştirilmesine veya ortadan kaldırılmasına neden olma niteliği itibariyle bir hukuki işlem (muamele)dir. Bu nedenle, dava değeri 40.-YTL yi aşan (23.6.1996 gün ve 4146 Sayılı Yasa uyarınca) sözleşmeler hakkında tanık dinlenilebilmesine olanak tanımayan HUMK.’nun 288.maddesi 21.7.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 Sayılı Yasanın 2/b maddesi ise değiştirilmiş ve tanıkla ispat yasağı 400.-YTL’nin üzerine yükseltilmiştir. Bu oran, 5219 ve 5236 Sayılı Yasalara göre yapılan katsayı artışı sonucu 2006 yılı itibari ile 430.-YTL, 2007 yılında ise 460.-YTL, 2008 yılında ise 490.-YTL olmuştur. Bu düzenlemeye göre, bu miktarın üzerindeki sözleşmeler hakkında tanık dinlenmesine olanak yoktur. Kira sözleşmesinin varlığı ancak, yazılı delille ispat edilebilir. Hemen belirtilmelidir ki, sözü edilen miktar, yıllık kira tutarına bakılarak belli edilir. Sözlü kira sözleşmesi kurulduğu yolundaki savunmanın, ilgilisine (davalıya yada davalılara) yemin teklif etme hakkı verebileceği; ayrıca HUMK.nun 292. ve 293.maddelerinde değinilen ayrıcalıklarında gözetilmesinin gerekeceği kuşkusuzdur.Bu durumda; kiracılık ilişkisinin somut olaydaki savunulan kira bedeli gözetildiğinde; senetle ispatı gerekir ise de; sözü edilen ödeme belgesinin gerçekliğinin saptanması durumunda varsa diğer ödeme belgeleri ile birlikte kira ilişkisinin kanıtlanması konusunda yazılı delil başlangıcı sayılması mümkündür.O halde, tarafların bu konuda bildirdikleri tüm delillerin toplanması gerektiğin de tanıkların dinlenmesi, önceki malik dışındaki kişilere yapılan ödemelerin bu yönden değerlendirilmesi, sözü edilen belgelerin yazılı delil başlangıcı sayılıp- sayılamayacağının kararlaştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; eksik soruşturma ile yetinilerek karar verilmesi doğru değildir.Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.