MAHKEMESİ : ANKARA 17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 31/01/2012NUMARASI : 2010/56-2012/33Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davalı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafından temyizi üzerine, Dairece; “... Somut olayda; davacının vermiş olduğu 11.7.2000 tarihli vekaletnamede çekişme konusu taşınmazlardan sadece 1904 ada 9 parsel yönünden satış yetkisinin verildiği, 32315 ada 1 parsel yönünden vekile verilmiş bir satış yetkisinin bulunmadığı, buna göre, satış yetkisi verilmeyen taşınmazın davalıya intikalinin yasal bir dayanağının olmadığı bir başka ifadeyle, 1 parsel sayılı taşınmaz bakımından davalı adına oluşturulan sicil kaydının Türk Medeni Yasasının 1025. maddesinde öngörülen yolsuz tescil niteliği taşıdığı ve illetten mücerret olduğu ve iptalinin gerekeceği, öte yandan; vekilin davacının oğlu olup, davalının ise vekilin eşi olduğu, vekilin 9 parsel sayılı taşınmazı tespit edilen gerçek bedelinden çok düşük bir bedelle davalıya devrettiği, kaldı ki, davalının ev hanımı olup muntazam bir gelirinin olmadığı ve satış bedelinin ödendiğinin de kanıtlanamadığı, o halde, temlikin vekalet görevi kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirildiğinin kabulünün zorunlu olduğu, hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği ” hususlarına değinilerek bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak, davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Ancak, yargılama sırasında davacı A. ölmüş olduğundan iptaline karar verilen çekişme konusu payların A. T. mirasçıları adına miras payları oranında tesciline karar verilmesi gerekirken, şahsiyetin ölümle son bulacağına ilişkin TMK.’nun 28. maddesi hükmü ile Devletin, bütün taşınmazların hukuki ve geometrik durumlarını belirleyerek doğru sicile bağlama yolunda benimsediği genel ilke “dolu pafta sistemi” göz ardı edilerek taşınmazın ölü kişi adına tesciline karar verilmesi isabetsizdir. Davalı vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün(6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.2.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.