Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2363 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 356 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : FOÇA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/12/2011NUMARASI : 2010/287-2011/238Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 23.10.2012 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat T. T. U.geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar S. A. vd. Vekili Avukat ve Asli Müdahil Y.-Tur İnş. Ltd. Şti.yetkilisi F.T. gelmediler yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, elatmanın önlenmesi davasının feragat nedeniyle reddine, ecrimisil isteğinin esastan reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu kat irtifakı tesisli 1186 ada 5 sayılı parseldeki A Blok zemin kat 2 nolu mesken nitelikli bağımsız bölüm kayden davacıya ait iken, yargılama sırasında 09.03.2011 tarihinde satış suretiyle Y.-Tur İnşaat Taahhüt Turizm Orman Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne temlik edildiği ve adı geçen şirketin davayı asli müdahil sıfatıyla sürdürdüğü anlaşılmaktadır.Öte yandan; davacı İ. ve diğer arsa malikleri ile dava dışı yüklenici E. Ç.arasında 09.10.1995 tarihinde düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine ilişkin Foça Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 26.12.2006 tarih ve 2001/8 esas, 2006/296 sayılı kararının 08.04.2010 tarihinde kesinleştiği; davalıların çekişmeli bağımsız bölümü 10 yılı aşkın süredir kullandıkları, davacının davalılara yönelik keşide ettiği “tebliğden itibaren 15 gün içerisinde taşınmazın boşaltılarak tarafına teslimine” ilişkin 03.11.2010 tarihli ihtarnamenin davalılara 05.11.2010 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın ise 14.12.2010 tarihinde açılmış olduğu; yargılama sırasında elatmanın önlenmesi davasını sürdüren asli müdahil şirket temsilcisinin anılan davadan feragat ettiği görülmektedir.O halde, elatmanın önlenmesi isteğinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Ancak; bilindiği üzere ecrimisil, kayıt malikinin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği haksız işgal tazminatıdır.Somut olayda, davacının 03.11.2010 tarihinde keşide ettiği ihtarnamenin davalılara tebliğ tarihinden itibaren verilen 15 günlük sürenin sona erdiği güne kadar, davalıların uzun süredir süregelen kullanımlarının muvafakata dayalı olduğu dosya kapsamıyla sabittir. Başka bir deyişle, anılan tarihe kadar iyiniyetli zilyet oldukları, ihtarnamenin tebliği ve verilen süre sonunda kötüniyetli zilyet haline geldikleri açıktır.Hal böyle olunca, 03.11.2010 tarihli ihtarnamenin davalılara tebliğ tarihi olan 05.11.2010 tarihinden 15 gün sonrasından, başka bir ifadeyle 20.11.2010 tarihinden dava tarihine kadar olan dönem itibariyle belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2011 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 900.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenlerden alınmasına, 21.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.