Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2346 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3474 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ŞARKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/12/2013NUMARASI : 2013/38-2013/259Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,Tetkik Hakimi ................raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR-Dava, sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ile tescil isteğine ilişkin olup mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği, toplanan delillerden ve özellikle ............. 1.Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2005/146 E. sayılı dosyasından, davacı İlhan adına kayıtlı 189 ada 2 parsel sayılı taşınmazın sahte düzenlenmiş vekaletnameye istinaden 28.06.2004 tarihinde dava dışı Servet'e, ondan da 02.07.2004 tarihinde davalı ......... temlik edildiği sabittir.Mahkemece, davalı.............. ikinci el malik olup, iyiniyetli olduğu, Türk Medeni Kanunu 1023. maddesi kapsamında iyiniyetinin korunması gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Gerçekten de, iyiniyetli ikinci el malikin ediniminin anılan kanunun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanacağı kuşkusuzdur.Ne var ki; somut olayda, davalının iyiniyetli sayılamayacağı açıktır. Zira, her ne kadar davalı taşınmazı bedeli ile satın aldığını bildirip, banka hesap ekstresini dosya arasına ibraz etmiş ise de, bunun tek başına taşınmazın bedeli ile alındığı şeklindeki savunmasının kanıtı olamayacağı gibi dava dışı Servet ile taşınmazın alım ve satımına aracılık eden diğer kişiler ......... ve ............ o bölgede emlakçılık işiyle uğraşıyor olmaları, davalı ............. ile taşınmazın satılmasına aracılık eden dava dışı emlakçı ..... ..... ile de dava dışı .......... önceye dayalı tanışıklıklarının bulunması, davalı ............. dava konusu taşınmazın bitişiğinde taşınmazlarının bulunuyor olması ve burada ticari faaliyet yürütüyor olması, dolayısıyla gerek kayıt maliki davalının gerekse sözü edilen ve o bölgede emlakçılık işiyle uğraşan diğer kişilerin, davacıya ait taşınmazı bilmiyor olmalarının hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği, keza taşınmazın kısa sürelerle el değiştirdiği hususu da dikkate alındığında davalının iyiniyetli olmadığı, sahtecilik işlemini bilen veya bilmesi gereken konumunda olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, yukarıda açıklanan gerekçelerle yerel mahkeme kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.