Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2328 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 11411 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: YALOVA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ: 01/07/2008NUMARASI: 2006/286-2008/275Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki bulunduğu 219 parsel sayılı taşınmazdaki 190 nolu bağımsız bölümün davalıya satış suretiyle temlik edildiğini, temlikin dava dışı kardeşi M. A. tarafından sahte kimlikle yapıldığını ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taşınmazın satış işlemindeki imzanın davacıya ait olmadığı Adli Tıp Kurumunun raporuyla anlaşılmış ise de, davacının aleyhine açılan elatmanın önlenmesi davasında bu iddianın ileri sürülmediği, davalının iyiniyetli olduğu, davacının hakkını kötüye kullandığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 24.02.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat B. C. G. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın sahte hüviyet kullanılmak suretiyle, davalı M.L.’e satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır. Esasen, bu olgu mahkemenin de kabulündedir. Hemen belirtilmelidir ki, M.L.’in edinmesinin dayanağını oluşturan belgenin sahte olması nedeniyle, yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu tartışmasızdır. Bilindiği üzere; tapuda yapılan temlik ve tesciller illi işlemler olduğundan tapunun dayanağı sözleşme geçersiz ise tapu kaydının da Türk Medeni Kanununun 1025.maddesi gereğince iptali gerekir. Başka bir ifadeyle tescilin korunabilmesi bakımından hukuken geçerli bir sebebinin varlığı şarttır. Oysa, davalının edinmesi sahte belgeye dayanmaktadır. Aynı zamanda davalı ilk el konumunda bulunduğu için iyi veya kötü niyetli olmasının araştırılmasına gerek bulunmadığı gibi, iyiniyetli olsa bile sicilin illetini teşkil eden işlemin sahte olması sebebiyle edinmesinin hukuken korunmasına olanak yoktur. O halde, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, önceden kayıt malikinin davacı aleyhine açtığı elatmanın önlenmesi davasında bu hususun ileri sürülmemiş olması eldeki davaya etkili olmayacağı gibi yasal olmayan gerekçenin hükme esas alınmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir. Öyle ise, davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 625.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına ve alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.02.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.