Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2326 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 11417 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: BALA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 28/07/2008NUMARASI: 2007/82-2008/145Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, paydaşı bulundukları 322- 323- 324 ve 1374 parsel sayılı taşınmazlara davalı tarafından toprak ve cüruf atılmak suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, toprağın temizlenme bedeli ve ecrimisil isteğinde bulunmuşlardır. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazlarda davalının değil, dava dışı Güncem Madenciliğin faal olduğu gerekçesiyle, husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 24.02.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vs. vekili Avukat K.Ö. ile temyiz edilen vekili Avukat H.G.geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve alacak isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazların paylı mülkiyet üzere ve davacıların taşınmazda paydaş oldukları, davalı şirketin taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacılar, paydaşı bulundukları taşınmaza davalı şirketin toprak ve cüruf atmak suretiyle ve aynı zamanda taşınmaz içerisinde bulunan muhtesatı davalının kullanmak suretiyle elattıklarını ileri sürerek, eldeki davayı açmışlar, mahkemece davalı şirketin elatma olgusunun saptanamadığı ve dava dışı Güncem şirketinin taşınmazı kullandığı kabul edilerek, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir. Oysa, davalı şirket vekilinin 06.07.2007 ve 25.07.2007 tarihli dilekçeleri ile eskiden var olan toprak dökme ve cürüf üzerine, sonradan kendilerinin de aynı şekilde toprak ve cürüf döktüklerini ve taşınmaz üzerinde bulunun işçi evi niteliğindeki muhtesatı da kullandıklarını bildirmiş, aynı zamanda teknik bilirkişiden elde edilen raporda da eski toprak yığmasına sonradan cürüf ve toprak dökülmek suretiyle yeni oluşumunun meydana geldiği bildirilmiştir. Belirlenen ve özellikle davalılar vekilinin beyanı gözetildiğinde, davalı şirketin taşınmaza elatmadıkları söylenemez. Diğer taraftan, kayıt maliklerinin yer almadığı davalı şirket ile dava dışı Güncem şirketi arasında düzenlenen rödevans sözleşmesinin davacı yönünden hukuki bir netice doğurması da olanaksızdır. Başka bir ifadeyle anılan bu sözleşmenin davacıyı bağlamayacağı kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, çekişmeli yerin ecrimisile mütehammil olup olmadığının saptanması, ecrimisil getirecek yerlerden olduğunun anlaşılması halinde, belirlenecek ecrimisil isteğiyle birlikte elatmanın önlenmesi isteğinin ve taşınmazın eski hale getirilme bedelinin de saptanarak istekle de bağlı kalınmak suretiyle, karar altına alınması gerekirken, yanılgıya düşülerek, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 625.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına ve alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.02.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.