MAHKEMESİ : ANKARA 23. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 02/04/2009NUMARASI : 2005/263-2009/88Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 2510 sayılı İskan Kanunu gereği miras bırakanları adına tescil edilen yerlerin kadastro sırasında tapu kayıtları dikkate alınmayarak tescil harici bırakıldığını, bu kısımların tapu kapsamında bulunduğunu, ayrıca bunların dışında yıllardır nizasız-fasılasız kullandıkları yerlerinde bulunduğunu ileri sürerek, tescil talebinde bulunmuşlardır. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, İskan Kanunu gereğince verilen taşınmazlar yönünden davanın kabulüne, zilyetlik iddiası ile talep edilen yerler yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir. Karar, taraf vekillerince süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 02.03.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden Hazine vekili Avukat ......ile yine temyiz eden N. N. vs. Vekili Avukat .... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazların 2510 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca verilmesine karşın kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığı anlaşılmaktadır. Davacılar, 2510 sayılı İskan Kanunu gereği miras bırakanları adına tescil edilen yerlerin, kadastro çalışmaları sırasında tapu kayıtlarının dikkate alınmayarak tescil harici bırakıldığını bu kısımların tapu kapsamında bulunduğunu, ayrıca bu kısımların dışında yıllardır kullandıkları yerlerinde zilyetlikten adlarına tescili için eldeki davayı açmışlardır. Mahkemece, yapılan inceleme ve uygulama ile 2510 Sayılı Yasa uyarınca verilen ve tapuya bağlanan yerlerin kadastro harici bırakıldığı saptanmak suretiyle kabul kapsamına alınması ve davacılar adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Davacıların temyiz itirazlarına gelince; davacılar tapu kapsamı dışındaki yerleri yıllardır nizasız-fasılasız kullandıklarını ileri sürerek 3402 Sayılı Yasanın 17. ve 14. maddeleri gereğince tescilini istemişlerdir. Mahkemece, yapılan uygulama ve araştırma sonunda elde edilen bilirkişi raporlarında taşınmazın mer’a olmadığı ve 20 yıl öncesinden imar ve ihya edildiği bildirilmiştir. Ne varki, mahkemece anılan çekişmeli yerler hakkında 3402 Sayılı Yasanın 14. ve 17. maddelerinin öngördüğü koşulların davacılar lehinde gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Hal böyle olunca, reddedilen kısım yönünden yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda bir araştırma yapılması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacıların, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden davacı vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının karşı taraftan alınmasına, 02.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.