Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2273 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 11868 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : KADIKÖY 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/05/2009NUMARASI : 2007/45-2009/128Taraflar arasında görülen davada;Davacı, mirasbırakanı H.’in adına kayıtlı 62 parsel sayılı taşınmazını mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalılara temlik ettiğini ileri sürerek pay oranında iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir.Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece muvazaa iddiası sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, bir kısım davalılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 2.3.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden O. K. vs. vekili Avukat . ile temyiz edilen H. G.L. vekili Avukat. . .geldiler,duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının mirasbırakanı 30.4.1997 yılında ölen H.'in adına kayıtlı 62 parsel sayılı taşınmazını 26.6.1987 tarihinde bir kısım davalılara satış suretiyle temlik ettiği ve taşınmazın halen davalı şirketleri ile davalı O.ve K. K. adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.Davacı, mirasbırakanı tarafından yapılan temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış, mahkemece davacının payı oranında davanın kabulüne karar verilmiştir. Gerçekten de, miras bırakanın temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek ve bu olgu mahkemece benimsenmek suretiyle davanın kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.Ne var ki, mirasbırakan tarafından davalılardan K.,K.A., S.,H., K.,O., H. İ. ile davalılardan İ., E.ve M.'nin miras bırakanı olan oğlu H. N. ile dava dışı oğlu A. çocukları M. H. ve K. N.ye satış yapıldığı, diğer davalıların taşınmazda paydaş olmayıp, davalı şirketlerde pay sahibi oldukları ve davada kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri de kayden ve dosya kapsamı ile sabit olmasına rağmen mahkemece bu davalılar yönünden olumlu ve olumsuz bir karar verilmemiştir.Hal böyle olunca, kayıtla ilgisi olmayan davalılar yönünden hüküm kurulması ve ona göre yargılama gideri ve vekalet ücretinin karar altına alınması gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 2.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.