Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2257 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 14719 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 12/07/2012NUMARASI: 2012/119-2012/309Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece gaiplik isteği bakımından görevsizliğe, tescil isteği yönünden davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, gaiplik ve tapu iptal tescil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, gaiplik davasının HMK'nun 382/2-a 4. maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemesinin görevinde olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, tescil davasında davacının hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 793 ada 40 parsel sayılı taşınmazın 322/973 payının L. H. adına kayıtlı olup, taşınmazın idaresi için Üsküdar 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 22.01.2002 tarih ve 2001/1063 E. 2002/15 K. sayılı kararı ile kayyım tayin edildiği anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; mahkemece görevsizlik kararı verilmiş ise de; bu karar müstakilen TMK'nın 32 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan gaiplik davalarında verilmesi gereken karar niteliğindedir. Oysa somut olayda, davacı Hazine, gaiplik isteği yanında, son mirasçı sıfatıyla taşınmazın tapusunun iptali ile Hazine adına tescil isteminde de bulunmuştur. Bu tür bir isteğin TMK'nun 588. maddesi kapsamında olduğu ve davacı Hazinenin de bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu açıktır. Öte yandan, davanın taşınmazın aynına yönelik olduğu gözetildiğinde HMK'nın 2. maddesinin uygulanması gerekeceğinden olayda aynı Kanunun 382 ve 383. maddelerinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Anılan madde uyarınca da davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu tartışmasızdır. Hal böyle olunca, işin esasının incelenmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.2.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.