Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2257 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 586 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: BEYKOZ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 13/09/2006NUMARASI: 2004/728-196Taraflar arasında görülen davada;Davacı, paydaşı bulunduğu .parsel sayılı taşınmazda fiilen kendisine isabet eden yere davalı paydaşın müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesini istemiştir.Davalı, taşınmazda fiili taksim yapılmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, tüm paydaşları bağlayan bir taksim bulunmadığı, uyuşmazlığın taksim ya da izale-i şuyu davası ile giderilebileceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, paydaşlar arasındaki el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Getirtilen çap kaydı ile 1. Asliye Hukuk Mahkemesi dava dosyasından, çekişme konusu 23 sayılı parselin 1/4’er paylarla davacı, davalı ve dava dışı iki paydaş adlarına kayıtlı olduğu ; taşınmaz hakk??nda daha önce açılan 1996/42 esas sayılı şufa davasının, fiili kullanım biçimi bulunduğundan bahisle reddedilip kesinleştiği görülmektedir.Davacı da, taşınmazdaki fiili kullanıma göre kendisine isabet eden bölüme davalının müdahale ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Mahkemece, taraflar arasındaki kullanım sınırının keşfen belirlenemediği ve taksim de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, gerek şufa davasındaki delillerden ve gerekse keşif sonucu düzenlenen bilirkişi rapor ve krokisinden, taşınmazda tüm paydaşları kapsayan harici bir paylaşımın oluştuğu sonucuna varılmaktadır.Değinilen olgular karşısında uyuşmazlığın, zeminde taraflara isabet eden yerlerin sınırlarının kesin olarak saptanmasıyla çözümlenebileceği kuşkusuzdur. Ancak, keşifte yapılan uygulamanın bu çözümü sağlayacak içerik taşıdığını söyleyebilme olanağı yoktur.Hal böyle olunca; yaşlı ve yansız yerel bilirkişiler aracılığı ile yerinde yeniden keşif yapılması, gösterildiği takdirde taraf tanıklarının dinlenmesi, böylece harici paylaşım kapsamında taraflara ait bölümlerin belirlenmesi, uzman bilirkişilere keşfi izlemeye yarayan krokili rapor düzenlettirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ve yanılgılı değerlendirme ile yetinilip yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 7.3.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.