Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2255 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1889 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: SORGUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 11/03/2010NUMARASI: 2009/138-2010/71Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece 705 ve 4197 parsel sayılı taşınmazlar yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden iptal-tescil davasının kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.Mahkemece, 705 ve 4197 parsel sayılı taşınmazlar yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden miras bırakanın satış tarihinde akıl sağlığının yerinde olmadığı gerekçesiyle miras payı oranında iptal-tescil davasının kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı B.'un dedesi, davalı H.'nın babası olan tarafların ortak miras bırakanı A.D.'ın 31.3.2009 tarihinde öldüğü, 705 ve 4197 parsel sayılı taşınmazlar miras bırakan adına kayıtlı iken 22.7.1998 tarihli akitle ve bağış yoluyla davalı oğluna devrettiği, yine 244, 1910, 2121, 2334, 3143,3187, 3848, 4492, 4495, 4561, 4586, 4589 ve 4592 parsel sayılı taşımazlar miras bırakan adına kayıtlı iken 6.11.2007 tarihli akitle ve satış yoluyla davalıya temlik ettiği, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulundan elde edilen rapora göre, mirasbırakan A. D.ın 6.11.2007 tarihi itibariyle demansiyel sendrom denilen akli arıza nedeniyle fiil ehliyetine sahip olmadığının tespit edildiği anlaşılmaktadır.İddianın ileri sürülüş biçimi ve içeriğinden, davacının terditli olarak öncelikle ehliyetsizliğe, olmadığı takdirde muris muvazaasına dayanarak pay oranında iptal-tescil isteğinde bulunduğu görülmektedir. Miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyetine tabidir. Davacı dışında başkaca mirasçıların bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğinde ki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan bir tanesinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçılarının davada muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (T.M.K. 640 md.) tartışmasızdır.Somut olayda, davacı tarafından ehliyetsizlik hukuki sebebine dayalı olarak pay oranında açılan davanın dinlenme olanağının bulunduğu söylenemez.Öte yandan, tereke adına dava açılmadığına göre terekeye mümessil tayin edilerek yargılamaya devam edilmesi de pay oranında açılan davanın dinlenmesini olanaklı hale getirmez. O halde, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.02.2013 oybirliğiyle karar verildi.