Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2253 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 14735 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: ZARA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 08/05/2012NUMARASI: 2011/88-2012/60Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece; elatmanın önlenlenmesi istenilen 248 ada 54 parsel sayılı taşınmazın davalıya ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 248 ada 55 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazın davacıya, komşu 248 ada 54 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazın ise davalıya ait olduğu görülmektedir.Davacı dava dilekçesinde; 248 ada 55 parsel sayılı taşınmazın kendisine ait olduğunu, maliki olduğu 55 sayılı parsele davalının yonca ekmek suretiyle müdahale ettiğini, tasarrufuna engel olduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesi istekli eldeki davayı açmış, yargılama sırasında; 9.4.2012 tarihli dilekçesinde ve 8.5.2012 tarihli oturumdaki beyanlarında, 248 ada 55 sayılı parseli zuhulen dava ettiğini, parsel numarasının yanlış yazıldığını, dava ettiği yerin aslında 248 ada 54 no'lu parsel olduğunu, 54 sayılı parselin tapu kaydının iptali ile adına tescilini istediğini bildirmiştir.Hemen belirtilmek gerekir ki, 04.02.1948 tarih, 10/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere dava açıldıktan sonra davanın konusunda, delillerde ve diğer hususlarda usule ilişkin işlemlerin ıslah yolu ile düzeltilmesi mümkün olduğu gibi, davanın sebebinde de ıslah olanaklıdır.Öte yandan, 6100 sayılı HMK'nın 141. maddesinin 2. bendinde (HUMK'nun 185. maddesinin 2. bendinde); davacının karşı tarafın rızası olmaksızın ıslah yoluyla davasının mahiyetini değiştirebileceği kabul edilmiş, 20.7.1999 tarih 1/33 sayılı Anayasa Mahkemesi kararıyla da HUMK'nun 87/son maddesi hükmü iptal edilerek müddeabihin arttırabileceği öngörülmüştür.Somut olayda; her ne kadar davacı yargılama sırasında 54 no'lu parselin tapusunun iptali ile adına tescilini istemişse de, ıslah harcı yatırılmak suretiyle 6100 sayılı HMK'nın 176. ve müteakip maddelerinde (HUMK'nun 83 ve müteakip maddelerinde) öngörüldüğü şekilde usulüne uygun bir ıslahın yapılmadığı anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca; davacının çaplı taşınmazına elatmanın önlenmesi isteğinde bulunduğu ve yasada öngörüldüğü şekilde usulüne uygun ıslah yapılmadığı duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açık olduğuna göre, yargılama sırasında ileri sürülen tapu iptal ve tescil isteğinin dinlenme olanağı bulunmadığı gözetilerek, TMK'nun 683.maddesine dayalı elatmanın önlenmesi talebinin incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3/2.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.