Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2240 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 692 - Esas Yıl 2006





Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 956 ada 141 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 2 nolu bağımsız bölümü davalının haksız olarak işgal ettiğini ileri sürerek, ei atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteminde bulunmuştur. Davalı, çekilmeli taşınmazı davacıdan haricen satın alarak bedelin bir kısmını ödediğini ancak davacının tapuda ferağ vermeye yanaşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının iyi niyetli zilyet olması nedeniyle ecrimisil istene-meyeceği, yapılan ödemelerle de hapis hakkı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; tetkik hâkiminin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, çaplı taşınmazdaki bağımsız bölüme el atmanın önlenmesi ve ec-rimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 956 ada 141 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümün kayden davacıya ait olduğu, anılan yerin davalı işgalinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı, anılan yeri harici satış sözleşmesinden kaynaklanan hakkına dayalı olarak tasarruf ettiğini bildirmiş, buna ilişkin olarak 10.10.1996 tarihli belge ibraz etmiştir. Belge, tarafların kabulündedir. Öte yandan mahkemece de belgeye değer verilmiştir. Tapulu taşınmazların mülkiyetinin naklinin Türk Medeni Kanunu'nun 706, Borçlar Kanunu'nun 213 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri hükümleri gereği resmi şekle bağlı olduğu tartışmasızdır. Anılan hükümler karşısında harici satışa değer verme olanağı yoktur. Ancak, böyle bir satışın taşınmazın tasarrufuna icazet (muvafakat) sebebi sayılabileceği kuşkusuzdur. Ne var ki, açılan dava ile birlikte bu muvafakatin geri alındığı kabul edilmelidir. Öyle ise ecrim isi I isteğinin reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Bu durumda harici satış sözleşmesinin lehtarına hapis hakkı sağlayacağı düşünülmek ve Türk Medeni Kanunu'nun 994. maddesi hükmü de gözetilerek, hapis hakkı tanınmak suretiyle el atmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.03.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.