MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : GAİPLİK, TAPU İPTALİ VE TESCİLTaraflar arasında görülen gaiplik, tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, 5737 sayılı Yasanın 17.maddesine dayalı olarak açılan gaiplik ve tapu iptal-tescil isteklerine ilişkindir.Davacı ... İdaresi; ... Vakfından icareli 493 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kadastro ile “...” adına tescil edildiğini, kayıt malikine ulaşılamaması nedeniyle ... kayyım tayin edildiğini, 5737 sayılı Yasanın 17.maddesi uyarınca taşınmazın vakfı adına tesciline gerektiğini ileri sürerek, kayıt malikinin gaipliğine, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı, husumet itirazında bulunmuş, vakfın niteliğinin araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; 5737 sayılı Kanunun 17.maddesindeki koşulların gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Bilindiği üzere; 5737 sayılı Yasanın 17. maddesinde “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.” hükmüne yer verilmiş olup, anılan yasal düzenleme uyarınca taşınmazın vakfı adına tesciline karar verilebilmesi için kayıt maliklerinin gaip olup olmadıkları, mirasçılarının bulunup bulunmadığının saptanması gerekmektedir.Somut olaya gelince, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde hüküm vermeye elverişli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Şöyle ki, kayıt maliki Hristina’nın mirasçısı bulunup bulunmadığı hususunda nüfus kayıtları üzerinde araştırma yapılmamıştır.Hâl böyle olunca; çekişme konusu taşınmazın tapu kaydına dayalı kadastro tespiti gördüğü ve kadastro tespit tutanağına ekli belgelerde Hristina’nın 1917 tarihinde öldüğünün ve bir kısım mirasçılarının isimlerinin de belirtildiği gözetilerek, öncelikle kayıt malikinin kimliğinin tespitine yarar tüm belgelerin merciinden temini, dosya içindeki verilerden de yararlanılarak kayıt malikinin nüfusa kayıtlı olup olmadığının... Müdürlüğünden sorulmak suretiyle açıklığa kavuşturulması, ölüm kaydının tespiti halinde gaiplik kararı verilemeyeceğinin gözetilmesi ve ondan sonra 5737 Sayılı Yasanın 17.maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekirken anılan hususlar gözardı edilerek neticeye gidilmesi doğru değildir.Kabule göre de; davanın niteliği itibariyle davalı kayyımın yasal hasım konumunda olduğu gözetildiğinde, karar ve ilam harcının tamamının davacıdan tahsili gerekirken davalının harçtan muaf olduğu gerekçesiyle karar ve ilam harcı alınmasına yer olmadığı şekilde karar verilmiş olması da isabetsizdir.Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.